Okuyuş

Kelimeler

HALEFE: خلف

Arkasında olmak, birinden sonra gelmek, sonra yaşamak, geriye kalmak, halife olmak, yemek vs.nin tadı kokusu değişik olmak, vadini yapmamak, caymak, muhalefet etmek, ihtilaf,  birinin yerine vekil edinmek, sırt, arka, sona kalan, artakalan,  değişik şey, muhtelif, çeşitli

HALEKA: خلق

Oranlamak ölçmek, doğru dürüst planlama ,bir şeyi herhangi bir örneği olmadan yaratmak, düzeltmek, bir şeyden bir şeyi meydana getirmek, yumuşak olmak, yalçın kaya ve dağ, mahlukat, insanlara güzel muamele edip iyi geçinmek, ahlak, fıtrat,

HALELE:خلل

Bir şeyi delip öbür tarafına işletmek, muhtaç olmak, malı gitmek, bir şeyde gedik olmak, tahsis etmek, bir yeri yahut bir şeyi terk edip gitmek,iki şey arasındaki boşluk,  iki şeyin arasını genişletmek, zayıflamak, düzen bozulmak, nüfuz etmek, topluluğun aralığına girmek, konmak, inmek,  buluttan yağmur çıkan yer, fesat karışmayan dostluk, ekşime, turşu, fakir.

HALEME : حلم

Rüya görmek, kişi yavaş ağırbaşlı olmak, birini halim uslu kılmak, hilim, yavaşlık, akıl, kene, kasırga, heder olan kan.

HALESE: خلص

Bir şey halis ve saf olmak, tehlike vs. den kurtulmak, bir şeye varmak yetişmek, taat vs.de gösterişi bırakmak,  seçmek, iyi geçinmek, ayrılmak, açık sözlülük, samimiyet, saf, hür, Bir şeyin kurtuluş vesilesi,  bir şeyin misli, ücret, bir şeyin safisi ve güzidesi.

HALETA :خ ل ط

Karışmak , birleştirmek , harmanlamak, başka bir şey koymak,  bozmak,  rahatsız olmak, enfekte ya da nüfuz etmek, ilişkilendirmek ,sohbet etmek, samimi olmak, bir konfederasyon ,lig , kompakt , antlaşmaya, iyi huylu , eğilim içine girmek için

HALETE : خلط

Bir şeyi diğer şeye katıp karıştırmak, iki veya  daha fazla şeyin parçalarını karıştırmak sütü suyla karıştırmak, bozmak, ifsat etmek, ayrılmak,  konuşmasında saçmalamak, ortaklık,

HALEYE : حلي

Bir şey tatlı şirin olmak, meyve güzel olmak, yemek vs.yi lezzetlendirmek tatlılaştırmak,  helva, ziynet, süs, yaradılış, sıfat, şekil, süslenmek, bezenmek, ziynet takmak, fazilette muttasıf olmak, bir şeyi tatlı hoş bulmak, kendinde olmayanla övünmek.

HALLE:حل

Bir yere inip konmak, bir şeyi mubah ve helal  olmak, bir iş gerekli olmak, vacip olmak, düğüm çözülmek, helal., borcun vakti gelip edası gerekli olmak, düğümü problemi  vs. yi çözmek, bir iş gerekli vacip ve lazım olmak, bir şeyi helal kılmak, hacı ihramdan çıkmak, mahal, zevce. bir yere kondurmak, konaklatmak, ikamet ettirmek, çözümleme, analiz, tahlil, mahalle, mahal, mubah, kefaret.

HAMEDE : حمد

Övmek, razı olmak, hakkını ödemek, teşekkür etmek, bir şeyi takdire layık yapmak, darılıp öfkelenmek, şükür, rıza, hoşnutluk,