CEMEA:جمع
Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, Cuma namazı kılındı, bir iş üzerinde birleşmek, ittifak etmek, toplamak, cemiyet, toplantı, federasyon, halk, hepsi, bütün, asker, icma.iki şeyin birleşmesi, bir araya getirmek,
Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, Cuma namazı kılındı, bir iş üzerinde birleşmek, ittifak etmek, toplamak, cemiyet, toplantı, federasyon, halk, hepsi, bütün, asker, icma.iki şeyin birleşmesi, bir araya getirmek,
Donmak, sertleşmek, katılaşmak, koyulmak, pekleşmek, pıhtılaşmak, düşüncelerinde katı, müsamahasız, ödünsüz olmak, su durgun olmak, soğuk ilgisiz kayıtsız olmak, yağmur yağmamak, kuraklık, gelişme, hareket ve hayat olmayan donuk, eğilmez, bükülmez, katı, buzlaşmak, buz bağlamak, soğuktan donarak ölmek, herhangi bir katı inorganik cisim, mineral, cansız, ruhsuz, ölü, eşya nötr.
At sahibine isyan etmek, sahibini alt etmek, adam heva ve hevesine uyup önlenememek, sürat etmek, koşmak, hezimete uğramak, arzusuna nail olmamak, cenkte yenilmiş asker, asi, serkeş.
Güzel.güzelleştirmek, dağınık şeyleri toplamak,eritmek, ahlakı şekli yardılışı güzel olmak,icmal etmek,kısa söylemek,deve, kalın halat,bülbül, ihsan, iyilik, veciz söz,özet, inci.
Uzaklaştırmak, itmek, ters çevirmek, özlemek, meyletmek, bir şeyden uzak olmak, kaçınmak, çekinmek, yabancı, ecnebi, boyun eğmeyen, taraf, yan, etraf, cihet. bir şeyin sağ veya sol tarafı, Cünüplük, cenabet , bir şeyin çoğu, karşılığı, insanın yanı/ sağı/ solu.
Asker toplamak, asker, kendini bir işe vermek, Şam , humus, Filistin şehir ve kasabaları, sert yer çamura benzer taş.
Meyletmek, eğilmek, gece gelmek, kararmak, kuş un kanadı, kanat,yaslanmak, dayanmak, koltuk altları, cürüm günah, taraf, çevre, asker toplamak, sert yer
Günah işlemek, günaha sürüklenmek, meyve koparmak, meyve olgunlaşıp devşirme zamanı gelmek, hurmayı aşılayan, üzüm, mantar, ot, yaş hurma, suçlu, suça irtikap eden, bir adama işlemediği suçu atmak.
Gece kararmak, kefenlemek, örtmek, kapatmak, akıl zail olmak, , bitki uzayıp kalınlaşmak, karanlık basıp örtmek, cin, saklanmak, gizlenmek ,cinnet, cenin, bir çeşit yılan, kalp, her şeyin içi, gizli iş, ruh, gençliğin başlangıcı, kabir, ölü, kalkan, siper, kadının baş ve yüz örtüsü, cennet, küçük bahçe.
Suyu yudumlayarak içmek, devenin sütü az olmak, suyu soluk almadan içmek, kalınlaşmak, suyu zorlukla içmek, gazabı yutmak, bir şey olmayan dümdüz kumluk, yutkunmak, ölümden dönmek.