Okuyuş

Kelimeler

FÂE: فاء

Dönmek, gölgesi yayılmak, öfkesinden vaz geçmek, ilgi göstermek, fayda getirmek, rüzgarlar ekini hareket ettirmek, dönme, rücu etme, tam tövbe, vakit, ganimet, gölgesiyle gölgelenmek.

FÂHE:فاه

Konuşmak, söylemek, her şeyin ağzı, ağız, evveli , sözde yarışmak, yalan, nehir ağzı, kokulu baharatlar.

FÂKA: فاق

Bir şeye üstün gelmek, üzerine çıkmak, şeref ve fazilette başkasına galebe etmek, hasta iyileşmek, kıtlıktan sonra bolluk ve ucuzlık olmak,  birini diğerine  üstün tutmak, her şeyin güzidesi  ve iyisi , iki sağım arasındaki zaman.

FÂRA:فار

 Tencereden su kaynayıp fışkırmak, alev yükselmek, şiddetle tutuşmak, feveran eden, derhal, birden.

FÂRE : فار

Tencereden su kaynayıp fışkırmak, alev yükselmek, şiddetle tutuşmak, feveran eden, derhal, birden.

FÂZA: فاض

Sel çoğalıp taşıp akmak, sıvı yaş vs. akmak, bir şey çoğalmak, haber yayılmak, lakırdıya dalmak, insan söze dalmak,ölmek, kabı taşıncaya kadar doldurmak, faiz, bol, geniş,  bol bol, taşma, bol, akış serbestçe yayılır. devam etmek, geri dönmek, herhangi bir iş veya iletişim içine dalmak, bir yerden başka bir yere gitmek.

 

FÂZE: فاز

Bir şeye nail olmak, elde etmek, şerden kurtulmak, zafer kazanmış kılmak, fevz, zafer, kurtuluş, ölüm, elde edilen kazanımlar.

FEALE:فعل

Bir şeyi işlemek. Yapmak, bir şeyin etkisi altında kalmak, yapılmak, işlenmek, bir şeyi uydurmak,yeniden kendiliğinden yapmak, düzmek, reaksiyon, fiil, amel, aktüel, aktif.

FECÂ-FECEVE : فجا

Kapıyı açmak, aralıklı açıklı olmak, açık yer, dehliz, iki şeyin aralık yeri, geniş yer, evin avlusu, açılmak, iki kirişin kabzasından ayrıldığı yay.

FECECE : فجج

İki dağ arsındaki geniş yol, vadi, sürat yapmak, ham olgunlaşmamış meyve, ayaklarını açmak ayırmak, uzun adımlar atmak, her yandan, her yönden, dört bir yandan, ansızın, hiç beklemediği bir anda yakalamak,  gelmek, gafil avlamak,  ansızın saldırmak, şaşkına çevirmek, aniden vuku bulan olay, sürpriz.