Okuyuş

Kelimeler

ŞEENE : شءن

İş, husus, mesele, konu, ahval, durumlar, hal, şerait, yapı, karakter, özellik, nitelik, değerlilik, kıymet,  ehemmiyet, önem, mertebe, mevki, rütbe, saygınlık, prestij, kafatası kemiklerinin eklem yerleri, göz yaşı gelecek damar, Allah (cc) anıldığında tazim için kullanılan ifade O'nun şanı çok yücedir, sorumlu kişiler,  nüfuz sahibi kişiler, ekabir.

ŞEENE: شئن

Birinin hal ve şanını bilmek, yahut kayırmak, birinin yoluna tabi olmak, hal, durum, baş kemiklerinin çatısı, rutbe, önemli iş, tabiat, ihtiyaç, bir amaç , yol, kurs izlemek, iyi bir şey gerçekleştirmek, ilgilenmek, ilgilendirmek, meseleyi , ilişkiyi, hali ,durum ,endişeyi, doğal, eğilimi, yolumu,

ŞEFÂ: شفا

Zahir olmak, yeni ay doğmak, hastalığını iyileştirmek şifa vermek, bir şey pek yakın olmak, bir şeyle tedavi olmak, bir şeyin kıyısı kenarı, az şey, hastalığın gitmesi, şifa bulma, ilaç, hastane, sanatoryum, iyileşmek, sönmek, sağlığa kavuşmak iyileştirme, iyileştirme, şifa.

ŞEFEA: شفع

Bir iltimasçı ve aracı ile müracaat etmek, dilek dilemek, yardım etmek, teki çift kılan, bir sağımda iki kabı dolduran deve, öncelik tanımak, ilave etmek, eklemek, birinin yararına /lehine,  ön alım, birleşmek bir araya gelmek, kurban bayramı, yüksek mertebede olanın daha aşağı konumda olanla bir araya gelmesi, birinin diğerinin hayır veya şer yolunu açıp onun çifti olması, çift görme

ŞEFEKA : شفق

Şefkat etmek, ıslahına hırslı olmak, meyletmek, bir şeyden korkmak, bahil/cimri davranmak, sakınmak, üzerine titremek, şefkat, merhamet, rahmet, rikkat, güneş batarken gün ışığının/aydınlığının gece karanlığına karışması,  akşamın kızıllığı.

SEFELE:سفل

Alçalmak, inmek, yukarısından aşağısına inmek, üstünden dibine inmek, insanların aşağı ayak takımı, her şeyin aşağısı.

SEFENE : سفن

Rüzgar yeryüzünü sıyırmak, bir şeyin kabuğunu soymak, gemi, gemicilik-yapımı-işi, sanatı, pek sert deri, bir şeyin dış yüzeyini törpülemek, rendelemek, zımparalamak.

SEFERA: سفر

Bir şey zahir olmak, açığa çıkmak, örtüyü kaldırmak, gün ağarmak, yolculuk,  sefere çıkmak, meydana çıkarmak, tefrik etmek, dağıtmak, sefirlik(elçilik), katip, büyük kitap, Tevrat’ın bölümlerinden her biri,(her ne kadar Tevrat verdiği bilgileri ispatlıyorsa da, cahil kişi neredeyse onları algılamaktan , tıpkı onu taşıyan eşek gibi uzaktır), yazıcı melekler, süpürülen şey.

ŞEĞAFE: شغف

 Gönlünü çelmek,aşık oldu, tutku, meşgul edip sıkmak, kalbin iç zarı ve isabet eden hastalık, deli, mecnun.

ŞEHÂ: شها

 İstemek,  arzu etmek, bir şeye çok rağbet etmek, şiddetli arzu, şehvetini düşkün olan, şahin, terazinin kolu,  iştah.