KABERA: قبر
Mezar, kabir, ölüyü defnetmek için kazılan çukur, derin çukur yer, sırların ifşa edileceği hal, öd ağacında olan çukur yer, çabuk meyve tutan ağaç
Mezar, kabir, ölüyü defnetmek için kazılan çukur, derin çukur yer, sırların ifşa edileceği hal, öd ağacında olan çukur yer, çabuk meyve tutan ağaç
Ateş almak, ilim elde etmek, ateşten bir şule, köz, kor, priz, ödünç almak, iktibas etmek, alıntı yapmak, öğrenmek, meşale.
Bir şeyi avuçla almak, bir şeyi elde etmek ,penseyle bir şeyi tutup zapt etmek, almak, gidermek, öldürmek, malı kabızı olan kimseye teslim etmek, birinin hakkını kabzetmek, çekmek, daraltmak, tutmak, üzerinde durmak, bir avuç toprak vs. şey,
Men etmek, bir işi yapayazmak, işi işlemeye yakın olmak, az kalsın, neredeyse, hiç, bir şeyi biriktirip küme yapmak, ihtiyarlıktan titrek olmak, önem vermemek, tuzak, kurnazlık, düzen, hile, kandırmak.
Hile yapmak, aldatmak, kötülük düşünmek, biriyle muharebe etmek, entrika, harp, tuzak, öfke, desise
Bir şeyi tamamen veya uzunluğuna kesmek yarmak,sözü kesmek, elbise vs. yi yırtmak, bir şey kurumak, insanlar görüşleri ve arzuları ayrı olarak fırka fırka olmak, boy, deri, yol, düz yer,dilim.
Önlerine geçmek, cüretli cesur olmak, bir işi ele almak,ayak, öne geçmek, kıdem, kademe, mukaddime, öncü kuvvet, her şeyin evveli,kadim(eski olan), Öncü. Öne sürmek, takdim etmek, sunmak.
Bir şeye güç yetirip kadir olmak, bir şeyi planlamak, ikdidar sahibi olmak, hazırlamak, muktedir kılmak kıyaslamak, miktar, ölçü, hüküm, kader, takdir, tazyik etmek, sıkıştırmak, miktarı tayin etmek, tahmin etmek, miktar, meblağ, şeref ve hürmet, kader, ölçü, kaza, kuvvet, zenginlik.
Temiz olmak, temizlemek, bir şeyi mukaddes kılmak, Allah için kalbini temizlemek namaz kılmak, Allah’ı büyüklemek, tazim ve tekbir etmek, Allah noksanlıktan ve ayıplardan beri, münezzeh olmak, Cebrail, kudüs, Hristiyanlarda aziz, veli, Hristiyanlarda üç uknumdan(üç ilah)dan biri, rahip, Hristiyanlarda Kudüs’ü ziyaret ediphacı olan.
Birini birinin izinden göndermek, peşine düşürmek, kaplamak, yok etmek, kafiyeli yapmak, seçmek, tercih etmek, ense, geri, halef, ardında kalan, ayıp, günah.