Okuyuş

Kelimeler

YEESE:يءس

Ümit kesmek, ümitsiz olmak, anlamak, bilmek, dişinin doğurganlığının bitip kısırlaşması, kısır, buhranlı yaş devresi.

YEKANE: يقن

Bir şeyi gerçekten bilmek, bir iş gerçekleşmek sabit olmak, şüphesiz bilme , kendisinde şüphe olmayan ilim, şekki izale eden, şüpheyi giderme.

YEKAZA : يقظ

anık olmak, dikkat etmek, sakınmak, ikaz etmek, deşeleyip tahrik etmek, uykudan uyanmak, gafletten uyanmak, zeki , uyanık adam, uyku ile uyanıklık arasında, dikkatli.

YEMEME : يم

Denize atılmak, kast eylemek, yönelmek, derya, deniz,  ucu bucağı görünmeyen  deniz, okyanus, su, taraf, yan sur, kast eylemek, yönelmek, çok tehlikeli bir işe kalkışmak, toprakla usulüne uygun yüzü ,elleri vs. mesh etmek, teyemmüm etmek, yüzünü çevirmek, bir şeye yönelmek, bir şeyi hedeflemek.

YEMENE : ىمن

Allah mübarek ve uğurlu kılmak, bereket, şanslı, sağduyu,  birinin sağından gelmek, sağ el, sağ tarafına almak, birine yemin vermek, sağ, bereket, kuvvet, yemin, Yemen. Yeminleştikleriniz" ya da "Antlaşma Yaptıklarınız", sahip olduğu şeyler, malı mülkü.

YESERA: يسر

Birinin solundan gelmek, kolay olmak ya da kolaylaşmak, küçük, önemsiz miktarda olmak, bir şey az olmak, az şey, hakir, kumar oynamak, yumuşak olup boyun eğmek, iş kolay olmak, yumuşak, zengin olmak, soğuk olmak, hazırlanmak, solak, sol taraf, muvaffakiyet, hakir kumarcı, daima kumar oynayan adam.

YETEME : يتم

Yetim olmak, yalnız kalmak, bir işte gevşek ve kusurlu olmak, bir işten ayrılmak, gam, hüzün, zayıflık, ihtiyaç, babasını kaybetme, babası vefat etmiş buluğ çağına gelmemiş çocuk, emsali bulunmayan yegâne şey.

YEVEME: يوم

Gün, yirmi dört saat, şiddetli ve uzun olan gün,dönem, periyot, zaman, bugün, bu / şu gün, çağ/zaman periyodu, güneşin belli bir noktaya kadar yükseliş süreci, kaza veya olay..

ZÂ-ZELEKE-KEZELEKE : ذا- ذلك- كذلك

Bağlaç, işaret zamiri, Bununla, bu münasebetle, bu sebeple, böylece, bununla, bu suretle, böylece, bu yüzden. bu. Sebeple, Ondan sonra, olması sebebiyledir.

ZÂA: ضاع

Telef ve helak olmak, kaybolmak,zayi olmak,  kaybetmek, aç çoluk çocuk sahibi olmak, fakir.