Okuyuş

Kelimeler

HARARA: حرر

Köle  Azad olup hür olmak, susamak, ısıtmak, sıcak olmak,  yeri tesviye etmek , düzeltmek, sağlam yapmak, seçmek, şiddetlenmek, kızışmak, çok şiddetli susuzluk, hararet, termometre, hür, bağımsız, ipek, saf, halis, hakiki, ipek kumaş, muharrir, yazar.

HARASA: خرص

 Yalan söylemek, bir şey hakkında zan ve tahminle söz söylemek, saçmalamak,  bir şeyi takdir ve tahmin etmek, nehrin ağzını kapatmak set çekmek, açlık ve soğuk isabet etmek, ölçü, kıyas, su hissesi, ruhsat, mızrak, hançer, denizdeki ada.

HARASE : حرث

Toprağı ekmek için sürmek, ziraat etmek, tohum ekmek, ateşi tahrik etmek tutuşturmak, evladı iyali için kazanmak, malı biriktirip toplamak, ahireti için amel etmek, bir haberi vs. yi araştırmak Amel, nasip, kültür, pay, kazanç.

HARASE:حرص

Hırslı olmak, tamahkar olmak, Aşırı biçimde istemek, bir şeye rağbeti çok artmak, acımak, şefkat etmek, iyiliğine ve hidayetine çalışmak, tırmalamak, deri vs.nin sathını soymak, üzerinde bir şey bırakmamak, aç gözlü, cimri.

HARECE : حرج

Öfke ve kinden dişleri gıcırdatmak, göğüs daralmak, günah işlemek, hata etmek, haram yasak olmak, sıkışmak, zorlamak, güçlük, darlık, sıkıntı, ısrarda devam etmek.

HARECE : خرج

Bir yerden dışarı çıkmak, çıkarmak, asi olmak karşı çıkmak, borcunu ödemek, haraç,  ibraz etmek, bir fende yetişmek becerikli olmak, öğrenip programı bitirmek, istinbat etmek madeninden çıkarmak, bölüm, yabancı, ecnebi, mahreç, iyi terbiye-eğitim  görmüş.

HAREKA : خرق

 Elbiseyi yarmak yırtmak,  aşmak, yalanı düzmek, bir yandan diğer yana kadar kat edip delmek, icat etmek, şaşırmak, uğrayıp geçmek, bir şey çok yırtılmak, otsuz susuz yer, cehalet, ahmaklık, cebi delik israfçı

HARRA:خر

Yüksek bir yerden düşmek, ölmek, yere kapanma, secde etme, tesbihat, bina yıkılmak, çökmek,  bilinmeyen bir yönden saldırmak, bir yerden  diğer bir yere intikal etmek, düşmek, su, rüzgar sesi, uyuyanın horlaması, iki yüksek yer arasındaki düzlük.

HÂŞA: حاش

Korkmak, korkutmak, korkudan büzülmek, bir şeyden korkup endişelenmek, topluluk, cemeat, çok ürken adam.

HASABE : حصب

Çakıl taşı atmak, ateşin alevi artsın diye çakıl taşı atmak, odun, ateşi tutuşturmak için atılan şey,  yüz çevirmek, süratle uzaklaşmak,  gitmek , yürümek, çocuk kızamık olmak, tipi, kar, dolu.