Okuyuş

Kelimeler

FEKARA: فقر

Bir yeri kazmak, delmek, musibet şiddetli gelmek, malı gitmek, fakir olmak, omurgası sağlam olmak, bir şeyi çok kırmak, felaket, afet, bela, yoksulluk, fidan dikilen çukur.

FEKERA: فكر

Bir şey hakkında düşünmek, birine bir şeyi hatırlatmak, kafasını çalıştırmak, bir meseleyi halletmek için kafayı çalıştırmak, tefekkür, nosyon,  üzüntü, görüş, hacet, ihtiyaç, ideoloji, tasavvur, fikir,

FELEHA:فلح

Yeri ziraat için sürmek, yarmak, arzusuna nail olmak, istediğini elde etmek, felah bulmak, korktuğu şeyden gam ve zorluktan kurtulmak, nimet ve rahatta daimi olmak, fevz ve felah bulmak.

FELEKA : فلق

Bir şeyi yarmak, sabahı ağartmak, hurmanın tomurcuğu yarılmak, şaşılacak bir şey meydana getirmek, felaket ihdas etmek, iki tepe arasındaki yol, dağda yarık, çatlak, parça, afet, bela, falaka, ekşiyip kesilmiş süt, sabah, cehennem, mahlukat, vücut iri ve semiz olmak.

FELEKA : فلق

Bir şeyi yarmak, sabahı ağartmak, hurmanın tomurcuğu yarılmak, şaşılacak bir şey meydana getirmek, felaket ihdas etmek, iki tepe arasındaki yol, dağda yarık, çatlak, parça, İnfilak, afet, bela, falaka, ekşiyip kesilmiş süt, sabah, cehennem, mahlukat, vücut iri ve semiz olmak.

FELEKA : فلق

Bir şeyi yarmak, sabahı ağartmak, hurmanın tomurcuğu yarılmak, şaşılacak bir şey meydana getirmek, felaket ihdas etmek, iki tepe arasındaki yol, dağda yarık, çatlak, parça, İnfilak, afet, bela, falaka, ekşiyip kesilmiş süt, sabah, cehennem, mahlukat, vücut iri ve semiz olmak.

FELEKE:فلك

Israr etmek, gemi, yuvarlak ve hareketli dalga, yörünge, kendinde yıldızlar dönen gök, astronomi, dizin yuvarlağı, fakir, iplik eğirdikleri iğ, oklava, boğazda küçük dil, gidiş dönüşü, yuvarlak, yuvarlaklaşmak, dairesel bir şey, ısrarcı, sebat etmek, gemi, Ark, yıldızların yeri, göksel küre, egemenlik, , gökyüzü, dönme, çemberleme, devre, gitme ve geri, bir kargaşa durumu, bir milin burgusu,

FENEDE:فند

Yaşlılıktan aklı zayıflamak, söz veya görüşte yanılmak, bozuk ve asılsız iş yapmak, ihtiyarlıktan bunamak.

FERAA : فرع

Dağa çıkmak yükselmek, aşağı inmek, dolaşmak, konmak, bir şeye başlamak, kavmin aralarını bulmak, kefil olmak, dallı budaklı olmak,  yüksekte olan su akıntıları, ağacın dalı, adamın çocukları, dağın zirvesi, bir ilkenin sonucu olarak yükselmek, aşmak, dal, ağaç tepesi, filiz, saç. Belirli bir kralın adı değil, eski Mısır krallarının adı, dolaşmak, azdırmak, kibirlenmek, üst, yukarı, türetmek, çıkarmak, çok yönlülük, teferruat, büyüklenmek, zalimleşmek firavunlaşmak, Firavun,  zalim, zorba.

FERAA: فرع

Dağa çıkmak yükselmek, aşağı inmek, dolaşmak, konmak, bir şeye başlamak, kavmin aralarını bulmak, kefil olmak, dallı budaklı olmak,  yüksekte olan su akıntıları, ağacın dalı, şube, adamın çocukları, dağın zirvesi, azdırmak, kibirlenmek, firavun.