Okuyuş

Kelimeler

KAZEFE : قذف

Uzağa atmak, atmak, Bir şeyi kuvvetle atmak, atışmak, istiğfar etmek,  çıkarmak, taş atmak, tehlikeli yerler, uzak, atılan şey, çirkin, küfür

KEBEBE : كبب

Bir şeyin yüz üstü düşürülmesidir, ters kepçe çevirmek, yüzüstü yere  atmak, vurmak, yüzüstü yere kapaklanmak, tencere ters çevrilerek boşaltılmak, dökülmek, kebap, köfte, bir şey üzerine yönelip sarılmak ve onunla meşgul olmak, insan vs. topluluğu, güruh, düşman üzerine askerin hücum etmesi hali, yumak.

KEBERA:كبر

Bir adam diğerinden yaşça büyük olmak, ihtiyarlık, yaşlanmak, makam ve mevkide büyük şerefli olmak, bir iş üzerine zor ve ağır gelmek, meşakkatli olmak, bir iş de aşırı olmak, kibirlenmek kendini büyük görmek, ekabir, ululuk, azamet, mülk, megafon.

 

KEBKEBE : كبكب

Kaldırıp yere vurmak, devirmek, yıkmak,  ters çevirmek,  dağınık sürüyü  toplamak, derin çukura, kuyuya atmak, cehenneme atmak, insanları toplamak, biriktirmek, birbirine sıkışıp toplanmış topluluk.

KEFÂ: كفا

Bir şeyi birine yetiştirmek, yettirmek, yerine geçmek, korumak, onunla kanaat etmek, bitki boylanıp uzamak, kifayet, yetecek kadar, yağmur.Kifayet, bir şey birine yetmek, yerine geçmek, korumak, bir şeyle yetinmek, onunla kanaat etmek, bitki boylanıp uzamak, kafi, yeterli.

KEFEFE : كفف

Birini bir işten alıkoymak, men etmek, bir işten vazgeçmek geri  durmak, top yekün,  kör olmak, âma olmak, toplayıp biriktirmek, halka avuç açarak istemek(dilenmek), el, avuç, nimet, elbiseye kenar geçirmek, hepsi, tamamı, hep, insanlar bir şeye bakmak, için etrafına halkalanmak.

KEFELE : كفل

Birine kefil olmak, bakmak, beslemek, taahhüt etmek, garanti etmek, üzerine almak, birini gözetip yardımlaşmak üzere ahitleşmek,  nasip, kat, kefalet, borcu üzerine alan, himaye ,orucu ara vermeden tutmak( peşi peşine), şahit tutmak.

KEFERA:كفر

Allah’ı inkar etmek, örtmek, , bürümek, ziraatçının tohumu toprağa gömmesi, tanıyıp anladıktan sonra başkasının ulaşmasına engel olmaya çalışması, karanlık gece ,zırh, nankörlük,  çiçek tomurcuğu yuvası, asmanın önce çubuğu yarıp çıkarırken kapçık yerinde olan pek küçük yaprağı, toprak, kabir, uzak yer, gecenin siyahlığı, gemiyi ziftleme, zift, günahları örten ve izale eden sadaka, oruç, vs. gibi, kefaret,

KEHEFE : كهف

Mağaraya girmek, mağara, sığınacak yer, sığınak.

KELEBE : كلب

Köpek ve benzerine av öğretmek, köpek, esiri bağlamak, bağ, kanca, kendisiyle sarılıp sağlam olacak her şey, kerpeten, kıskaç, ava hazırlanmış köpeğin sahibi.