Okuyuş

Kelimeler

LEFEHA : لفح

Birini ateşin ısısı yahut rüzgarın sıcaklığı yakmak,   yakmak, yalamak, Alazlamak, kılıçla vurmak, sıcaklık, hafifçe dokunmak, adamotu/bir çeşit bitki

LEFETE:لفت

Geri döndürmek ,döndürmek, saptırmak, bükmek, geriye, aşağıya bakmak, sıkmak, çevirmek, ters çevirmek ,bir şeyi burup çevirmek, ağacın kabuğunu soymak, birini görüşünden çevirmek, bir şeyi dürmrk, katlamak, huyu ve dili kötü olan, aldırmamazlık, şaşı.

LEFFE : لف

Bir şeyi dürüp bükmek ,bir şey diğer şeye yanaşıp bitişmek, ağaçlar sıklıktan bir birine girmiş olmak, bir birine karışmak, toplanıp sıkışmak, elbisesine bürünmek.

LEĞÂ : لغا

Sözünde hata edip batıl söylemek, biri faydasız söz konuşmak, saçmalamak,  ümitsiz olmak, bir şey batıl olup hükmü kalmamak, söz etkisiz hale gelmek, lisan, lehçe, dilbilgisi, yoldan sapmak.

LEHÂ : لحا

Sakal, çene kemiği, baston ağaç vs.nin kabuğunu soymak, bir adama lanet etmek, sövmek, çirkin/ kaba söz sarf etme/ söyleme, niza edişmek, mücadele, karşılıklı düşmanlık yapmak, ağaç kabuğu, kapçık, zar, göl kenarı.

LEHÂ: لها

Bir şeyle oynamak,  , bir şeyden  pek hoşlanarak onunla avunup kalmak, bir şeyden gafil olmak, bütün bütün ondan vaz geçmek, yüz çevirmek, unutmak, bir şeyle oyalanmak, teselli olmak, oyuncak, eğlence, beklemek.

LEHAKA: لحق

Birinin ardından yetişmek, tabi olmak, gerek olmak, ulaşmak, katmak, eklemek,  bitiştirmek, idrak etmek, birinci meyveden sonra gelen ikinci meyve, önceki şeye yetişen şey.

LEHAME : لحم

Birine et yedirmek, bir işi sağlam kılmak, lehimlemek kırık şeyi yapıştırmak, bir yerde kalmak, saplanıp kalmak, ekin danelenmek,  biri diğerini öldürmek mukatele yapmak, birbirine bitişip yek vücut olmak, kasap, et satan, çok bükülmüş ip.

LEHEDE: لحد

Ölüyü defnetmek, kabir kazmak, zulmetmek, şüphe etmek, dilinin bir ucuyla meyletmek,  bir şeyden yüz çevirip sapmak,sığınak, ok hedeften sapmak, kafir, ateist, tabiatçı,  dehri, lahit yapan, Allah’ın dininden sapmak, bir şeye meyletmek

LEKÂ: لقا

Birisiyle karşılaşmak, buluşmak, karşılaşmak, bulmak, öğrenmek, görmek,  yaşamak, muzdarip olmak, giden, sona erdirmek, yalın olmak, almak, yüz yüze gelmek, yönünde gitmek, yüzüne felç inmek, tutuklamak, tevkif etmek, öğretmek, dikte etmek, birinden bir şey almak, atılmış değersiz şey, söz söyleme sanatı- belağat, yolun ortası