Okuyuş

Kelimeler

KEVKEBE:كوكب

Demir parlamak, yıldız, uzun bitki, kavmin efendisi,  dağ, hararetin şiddeti, su, hapishane, bir şeyin çok olanı, kuyunun su çıkan kaynağı, güneşin etrafında dönen  dünyada dahil gezegenler. insan topluluğu

KEYEFE : كيف

Nasıl, nice, sorularda kullanılan bir kelime, gibi, öyle, hal, mizaç, kapris, arzu, durum, kalite, nicelik, şekil, elbiseye vurulan yama, istediğin gibi.

KEYENE : كين

Boyun eğmek, itaat etmek, zelil ve hakir kılmak, mahzun olmak, kefalet, kefil, küçük düşürmek, kinin, kına

KEZAME: كظم

 Bir şeyi hapsetmek, kapıyı kapamak, devenin burnunu iple bağlamak, öfkeyi belirtmeyip yutmak, öfkeyi tutmak.

KEZİBE:كذب

Yalan söylemek, göz aldatmak, hata etmek, iftira etmek, istediği bir işe sarılmayıp ondan geri durdu, kasten hilaf sözler söyleyerek yalan söylemek, hurafe, yalan,Yalan söylemek, göz aldatmak, hata etmek, iftira etmek, istediği bir işe sarılmayıp ondan geri durdu, kasten hilaf sözler söyleyerek yalan söylemek, hurafe, yalanYalan söylemek, göz aldatmak, hata etmek, iftira etmek, istediği bir işe sarılmayıp ondan geri durdu, kasten hilaf sözler söyleyerek yalan söylemek, hurafe, yalan

LAKIYE:لقى

Yüzüne felç indirmek, karşı karşıya getirmek, haber iletmek, bir şeyi görüp karşılaşmak, atmak, salmak, bırakmak,  bulmak. biriyle karşılaşıp buluşmak, sual ,soru sormak, ders vermek, bir adama kavuşup buluşmak, mülakat. sözünü dinleyecek, sayacak, sözünü tutacak insanlar bulmak, elde etmek, ele geçirmek, fırlatmak, götürmek, sunmak, arz etmek, hakkında açıklamada bulunmak, beyanat vermek, kendini bırakmak, teslim etmek, üstlenmek, sorumluluğu kabul etmek, dikkat etmek, dikkatini yöneltmek, otomatik, kendiliğinden olan, kendi isteği ile  zorlama olmaksızın olan.

LÂME: لام

Kınamak ,azarlamak, pek ayıplamak, bir şeyi bekleyip durmak duraklamak,  ayıplanacak iş işlemek, kınanmaya müstehak olmak, misafire ikram etmemek.

LAMEZE : لمز

Birini ayıplamak, gözle yahut kaşla bir adama işret etmek alay etmek, vurmak, öte itmek, insanları yüzüne karşı ayıplayıp alaya alan, üstü kapalı muammalı konuşmak

LÂNE : لان

yumuşak ve kolay olmak, birine yumuşak davranmak, hayatın nimetleri rahatlığı , kalpteki zikrin eseri, kuş yuvası(koruyucu, besleyici), terbiye edici davranış.

LEABE: لعب

Çocuğun ağzından salyası akmak, oyun oynamak, eğlenmek, çalmak, hile yapmak, faydasız iş yapmak, biriyle şakalaşmak, çok latife eden şakacı, hilekar.