SÂA: ساع
Zayi olmak, kaybolmak, helak olmak bir saatten diğer saate geçmek, meşakkat, zorluk, saat, vakit tayin eden, şimdi, kıyamet,
Zayi olmak, kaybolmak, helak olmak bir saatten diğer saate geçmek, meşakkat, zorluk, saat, vakit tayin eden, şimdi, kıyamet,
Haber vs. yaymak, neşretmek, kabı doldurmak, tabi olmak, haykırmak, seslenmek, dedikodu, şayia insanlar arasında yaygın olan şey, meşhur, taksim olunmamış ortak şey, taraftar, yardımcı, gurup, topluluk, millet, Şiiler benzerler, katiyen sır tutmaz adam.
Su içilen aynı zamanda ölçü olarakta kullanılan kap,Sa’ ölçüsü ile ölçülendiemek, dağıtmak, korkutmak, rüzgar bitkiyi sarartıp korkutmak, bir ölçek adı-2.917kg olan buğday ölçeği, alçak ve oturaklı yer,yerin basık düz alanı.
Dağ merdiven vs.ye çıkmak, kaldırmak, yükseltmek, uzak gitmek, yüksek yerlere gitmek, meşakkat, güç, yokuş, yeryüzü, toprak, geniş yer
Gök yıldırım indirmek, gök gürlemek,yıldırım isabet etmek, birine elektrik çarpmak, ölüm, bayılıp aklı gitmek, şiddetle haykırmak, helak eden azap,
Aşık olmak, özlemek, meyil ve teveccüh etmek, delikanlılık, gençlik, kılıç vs ağzı, sakal ucu, yeyletmek, kaymak, bebek, çocuk, saba yeli.
sabah, sabahleyin gelmek, parlamak, olmak, kandil, çerağ, lamba , yıldız, hak zahir olmak, yakmak tutuşturmak, düşmana baskın olunan gün, sabahleyin, günün başlangıcı, başlamak, hücum etmek, güzellik edinmek.
Sıvı yemek vs.yi dökmek, üzerine zırhını giymek, teşvik etmek, üzerine salmak, sıvı vs, dökülmek akmak, çok sevip özlemek gönülden bağlanmak, iniş ve engebe yer, nehrin denize döküldüğü yer .
Saçı ağarmak, ihtiyarlamak, kocamak, saçı sakalı ağarmak.
Dönmek, mülakat vermek, çoğalmak, toplanmak, (su) toplanmak, dolmak, cezasını karşılığını vermek, bir şeyin iadesi, elbise, esbab, mükafat vermek, sevap kazanmak, denizin med halinde taşan suyu,