NÂME : نام
Uyuma, uyumak için yatağa girmek, ölmek, deniz sakin olmak, gafil olmak, aldırmamak, ipnotizma, uykunun hali, yatmak, rüzgar sakin olmak, ateşin harareti gitmek, gafil olmak aldırmamak, kıtlık, kuraklık insanları kırıp geçirmek, ölüm.
Uyuma, uyumak için yatağa girmek, ölmek, deniz sakin olmak, gafil olmak, aldırmamak, ipnotizma, uykunun hali, yatmak, rüzgar sakin olmak, ateşin harareti gitmek, gafil olmak aldırmamak, kıtlık, kuraklık insanları kırıp geçirmek, ölüm.
Bir şey parlamak, aydın olmak, bir hususu açıklamak, aydınlatmak, yol göstermek ,ateş görmek, ateş, bozguna uğrayıp yenilmek, fitne, münevver (tenvir edilmiş, nurlandırılmış, aydınlatılmış, ışıklı. Aydın, Aydınlatılmış, büyük yangın, Cehennem, ateşli, yakıcı, kızgınlmış,
Düşmana karşı yardım etmek, zalime karşı gelmek, birbirini kollamak, yardım, Nusret, Hristiyan, destek, arka çıkma, zafer, galibiyet, destek veren, kollayan, yardım eden, müttefik, taraflar, yandaş, partizan, veli, hami, Hıristiyanlaştırma, vaftiz töreni.
İnsanlar, bir şeyi hareket ettirmek, bir yerde ikamet ettirmek, ahali, halk, salınan şey, örümcek ağı, bir yerde ikamet etmek, Hristiyanların ölü koydukları taş tabut,
Bakmak, göz atmak, görmek, derinlemesine bakmak, bir işi iyiden iyiye düşünüp taşınmak, aralarında hükmetmek, korumak, gütmek, kulak verip dinlemek, borçluya mühlet vermek, süre tanımak, tartışmak, münazara etmek, beklemek, ummak, sabretmek, ayna, teleskop, nazar, görüş, görme, basiret, dürbün, bekleme odası, bir şeyi diğer şeye benzer nazir kılmak, beklemek, gözetleyen, müdür, idareci, feraset, vekillik, görüş, görme, basiret, nazariye.
Ayakkabı, pabuç giymek, hayvana nal takmak, basmak, çiğnemek, yaya gitmek,nalın/nalin
Yaşamı güzel ve hoş olmak, geniş olmak, müreffeh olmak, sevinmek, dokunması yumuşak olmak, nimet ihsan etmek, evet demek, lütuf, bağış, atiyye, beyni saran ince deri, deve, sığır, koyun, mal, servet, maruf, iyi hal, konforlu yaşam.
Su kaynayan yer, göze, menba, pınar, akçaağaç/kayın ağacı, ter, su vs. azar azar sızmak çıkmak.
Yüksek olmak, haber vermek, hafifçe seslenmek, haber iletmek, bildirmek, soruşturmak, yeni olay, bir yerden diğer yere girip çıkan açık ve geniş yol, peygamber, yüce olmak, yüceltilmek , konum ve değeri yüksek olmak. Yeryüzünde çıkıntı, kabartı, yüksek mevki ya da saygınlık, besbelli, apaçık yol. Başka bir bölgeden, toprak parçasından gelen akarsu, Bilgilendirmek, bildirmek, çağırmak, alçak sesle dile getirmek. Bilgi, haber, anons, ilan, duyuru; hikaye, büyük ve önemli haber, kendisinden büyük fayda sağlanan ve ilim alınan haber.
Nebî sözlükte “haber veren; mertebesi yüksek olan; açık seçik yol” anlamlarına gelir.
Ekin vs. bitmek gelişmek, ot, sebze bitmek, çocuğu iyi terbiye edip yetiştirmek, botanik, bitki bilimi.