CÂSE-CEVESE : جاس
Gidip gelmek, geceleyin evlerin arasında dolaşmak, dikkatle araştırmak, basmak, çiğnemek, saray, kale
Gidip gelmek, geceleyin evlerin arasında dolaşmak, dikkatle araştırmak, basmak, çiğnemek, saray, kale
Müsamaha edilmek, caiz olmak ,tesirli olmak, etkili olmak, aşmak, geride bırakmak, icazet vermek, birini bir yerden diğerine savuşturmak, geçirmek, fikri gerçekleştirmek, affetmek, hoş görmek, ödül, pasaport, ruhsat, izin, veli, vâsi, avukat, gidip gelmek, bir yerden geçip gitmek, nahiye, saray, kale
Kelimesi:Allah yaratmak, yapmak ve işlemek, koymak, vaz ‘etmek, kılmak, zannetmek, Bir şeye fiyat koymak, paha biçmek, değiştirmek, tayin ve tespit etmek, göndermek, memur kılmak, söylemek, inandırmak, ikna etmek, ayırmak, bölmek, tutmak, ücret, ödeme, taksit, ödül , mükafat bir halden bir hale çevirmek.
Mal veya haraç toplamak, suyu havuzda biriktirmek, bir kimse ellerini rükû veya sücut halinde dizlerine koyarak yüz üstü yere kapanmak, seçmek, kendine ayırmak, topluluk.
Kesmek, galip gelmek,ürkmek, kaçıp firar etmek,geniş –derin kuyu, çukur, cübbe, zırh,
Allah mahlukatı yaratmak, bir tabiatla huyla huylandırmak, zorlamak, bağlamak, kalın ve iri olmak, dağ, insan topluluğu, dağa varmak, kuvvet, tabiat, ümmet, nesil, kurak sene, asıl, çokluk.
Kemik kırıldıktan sonra düzelmek, yetime ihsan etmek, gönüllemek, zorlamak, ikrah ettirmek, tekebbür, kibirlenme, zorba, cebbar, kudret, azamet, kahr, üstünlük, kırık kemiğe bağlanan taht sargı.
Büyük olmak, yüce olmak, talihli olmak, yeni, yenilemek, yeniden kuvvet kazandırmak, çalışmak, ciddi vakarlı olmak, önem vermek, gayret etmek, Yolun ortası,cadde, geniş yol, dede, rızık, makam, nehir kıyısı, alamet, nişan,yeryüzü,yeniden tekrar, rengarek kumaş vs.
Kuvvetlenmek, özlenmek, örgüyü ipi muhkem bükmek, mücadele ve münakaşa etmek, düşmanlığı artmak, saçı örmek, yıkılmak, sert ve uzun kemik, kabile, taraf, hal, yol , kuş kafesi, semt, cihet,
Duvar, ağacın yaprakları tomurcuklanmak, bitki yeşermek, layık ve ehli kılmak, çiçek hastalığı, el çok çalışmaktan kalınlaşıp yarılmak, sur, uygun, layık, münasip, yakışır.