Okuyuş

Kelimeler

ÂCE:عاج

Meyletmek, eğmek, bükmek, çarpık, eğri olan. Bir yerde ikamet etmek, dönmek, geri dönmek, yol virajlı kıvrımlı olmak, eğrilik, kötü huylu zor gidişatlı olan

ACEBE:عجب

Şaşmak, hayret etmek, yadırgamak, sevmek , hoşlanmak, hayran olmak, birini acayip bir şey şaşırmasına sebep olmak, hayret etmek, sebebi bilinmeyen şey, kibirlenmek ,beğenmek, imrenmek,   taaccüp,

ACEFE: عسم

İştahı varken aç birinin yemesi için kendini  yemeden alıkoymak, hayvanı zayıf düşürmek, hastanın bakımına, hizmetine kendini hasredip sabretmek, uzaklaşmak, zayıf ve arık olmak,yağmur yağmamak, doymayıp yarım kalmak

ACELE : عجل

Çabuk olmak, öne geçmek, daha önce yapmak, sürat yapmak, teşvik etmek, peşin vermek, acele yapmak etmek istemek, dünya , olması yakın, tekerlek, direksiyon, seri yürüyüş, ineğin buzağısı olmak, buzağı,

ACEME: عج

Bir şeyi denemek tecrübe etmek, yumuşaklığını sertliğini anlamak için ısırmak, yazıyı noktalamak, yabancı kelamı düzgün ifade edemeyen, söz müphem olmak, sözü anlayamamak, Arap olmayan, ağaç bitmeyen kumluk arazi, dil tutukluğu, açık olmanın zıddı, belirsiz yapmak/karıştırmak, hayvan.

ACEZE :عجز

Bir şeyden aciz kalıp güç yetirememek, kadın ihtiyar yaşlı olmak, öne geçip tutulmamak, aciz bırakmak, birini bir şeyden geciktirerek alıkoymak, başkasının aczine sebep olan güvenilir ve mutemet tarafına meyletmek, bir şeyin gerisi, beşerin benzerini görmekte aciz olduğu şey, mucize.

ADÂ: عض

Bir şeyi parçalamak, fırka, parça, bir şeyi bölüklere sınıflara ayırma.

ADÂ:عدا

Koşmak, zulmetmek, haddi aşmak, vazgeçirmek, birini bir şeyden başka bir şeye çevirmek, ikna etmek, hakka tecavüz etmek, birine düşmanlık etmek, geçirmek, savuşturmak, terk etmek, uzaklık, fesat. Hasım, düşman, uzaklaştırmak, Koşmak, zulmetmek, haddi aşmak,

ADADE : عضد

Yardım etmek, birinden yardım muavenet dilemek, kuvvetlenmek, bir şeyi koltuğuna almak, ağacı budamak, tahra ile ağacı budamak, kolçak, tahra, satır, yolun bir tarafı, kapının iki yan dilmeleri, pazı, kolları kalın pazılı olmak, tarlanın hudutları.

ÂDE : عاد

Geri dönmek,iade yüz çevirdiği şeye geri  dönmek, olmak, bir iş olmak, tekrar etmek, faydalı olmak, bir şeyi adet edinmek, birine bir şeyi alıştırmak, alıştırıp yetiştirmek, iyilik, ihsan, atıyye(hediye, lütuf), şefkat, menfaat, alışıla gelen iş, muntazam, bayram, varış yeri, klinik, hasta kabul yeri, Ad kavmi, ud, bayramlık hediye.