Okuyuş

Kelimeler

SAĞARA: صغر

Küçük olmak, hakir olmak, bir kimseyi  horlamak, minimum, ufak ince şey, zül ve hakarete razı dayanıklı adam

SÂHA : ساح

 Su akmak, gölge bir tarafa doğru yürümek, yeryüzünde gezip yürümek, seyahat, oruca devam etmek, genişlemek, bol almak, sabah açılmak yayılmak, turist, akan, çizgili yol, mescide bağlı olmak.

ŞÂHA: شاخ

Yaşlanmak, ihtiyar olmak, bitki kuruyup liflenmek, şeyhlik, şeyhin mansıbı, kötü namlı ve rezil yapmak,ayıplamak,kocamak, şah, reis.

SÂHA: صاح

Sesi yükseltmek,sesin yarılması,çığlık, korku,bağırış, yarmak, kurutmak,bitki vs. yarılıncaya kadar kurumak, bitki bitirmez kurak arazi, çatlamak, çiçeği açmak, ay doğup aydınlık olmak.

SAHABE:صحب

Biriyle ülfet edip yar ve hemdem olmak,arkadaş, dost edinmek, korumak, men etmek, boyun eğmek, bir şeyin maliki, eş, zevce, itaatkar, yosun tutmuş su, kabuğu soyulmuş dal,çok fazla birlikteliği olan, ashap, ehli, sahibi, musahabe(birlikteliğin uzun olması), sahabe.

SAHARA: صخر

Bir yer çok kayalık olmak, büyük kaya, kupa, demirin birbirine vurma sesi, sert taş.

SAHERA : صهر

Bir şeyi ateş vs.de eritmek, yaklaştırmak, damat, komşuluk, nesep veya evlilikle yakınlık kurmak, hısım, eriyen yağ, sigorta.

SÂKA : ساق

Taksi vs.yi sürmek, ifade etmek, rüzgar toprağı savurmak, bir şeye tabi olmak, boyun eğmek, sürülmek, bacak, baldır, taşımak, nakletmek, şoför, malı pazara çıkarma, çarşı, Pazar, sevk edenler, sürücüler, davar sürülen değnek, gütmek, serbest piyasa

ŞAKKA: شق

Bir şeyi yarmak, nehrin mecrasını kazmak, yeri sürmek, bir iş birine pek güç gelmek, birini zahmet ve meşakkate uğratmak, dostluğu yarıp düşmanlık etmek, parçalamak, bölmek,iş açığa çıkmak,  fecir zuhur etmek, parlamak, mütekebbir kendinde olmayanı var diye iddia eden.

SALAYE : صلى

Müsabakayı kazananın ardından gelmek, dua etmek, Aklın Allah’a yükselmesi, yakmak için ateşe atmak,  ateşte ısınmak, ateşle tutuştu,  diriliş. Dua, namaz, rahmet, Yahudi tapınağı, havra,  yarışta birinci geleni takip eden(ikinci), bir işin şiddetini tatmak, cephe, bereketine rahmetine bürünmek. İbadet, yalvarma, rica, niyaz, müracaat etmek, yalvarmak, rica etmek; çağırmak, seslenmek..