Okuyuş

Kelimeler

ADEDE:عدد

Saymak ,birini  dost sanmak zannetmek, gerekli şeyleri hazırlamak, hazır kılmak, ölünün güzel şeylerini  anmak, adedi çok olmak, sayışmak, sayım, vergi, sıra , nöbet, adet, miktar, sezon, bir şeyi hazır olup beklemek, kesilmeyen pınar vs. Suyu, bir şeyde çokluk,  zaman, mühimmat, benzer, eş

ADELE: عدل

Adil olmak, insaf etmek, işte doğru olmak, aralarını denk tesviye etmek, eşit muamele etmek, bir şeyi diğer şeyle beraber yapmak, doğru dürüst ve adil olmak, düzeltmek, denkleştirmek, misli.

ADENE : عدن

İkamet etmek, istikrar, sebat, bir yeri vatan edinmek, maden, her şeyin aslı, yeri, menşei, filiz, yeri gübrelemek, istikrar ve sebat cenneti.

AFEFE :عفف

Nefiste şehvetin galip gelmesini engellemek, eğitim ve zorlama ile iffet elde eden kişi, haram ve çirkin şeyden kaçınma, az şeyle yetinme, afif, saf, bozulmamış, yasak ya da örfe aykırı olan şeyden  sakınmak, kaçınmak, uzak durmak, namuslu! Erdemli, iffetli, temiz olmak, terbiyeli, nezih, dürüst, hasta tedavi olmak, hayvanın sütünü tekrar sağmak, vakit, zaman.

AFERA : عفر

 Kötü habis kişi, Fizyolojik yapısı sağlam olan kişidir, bir şeyi toprağa gömmek, toza/toprağa bulamak, böcek ilacını püskürtmek (ekini) ilaçlamak, boz/ bakır esmeri  ceylan, oyun, hile, düzen dolap, bir şeyi yere vurmak,  çok şerli çirkin şey, yeryüzü, toprak, ekinin ilk sulanışı, domuz, şiddetli, katı , suya dalmak, güreşe tutuşmak

AHEDE: عهد

 Vasiyet  etmek, bir şeyi bildirmek, bir yerde buluşmak, ahit vermek, vaadini yerine getirmek, tanımak, bilmek, bakmak, gözetlemek, kollamak, birine garanti vermek, antlaşmak, kontrat, yemin, ferman, vasiyet, vefa ,sevgi, bilgi, Tevrat, İncil, müteahhit, ittifak.

AKABE: عقب

Ardından gelmek, yerini  almak, halef olmak, her şeyin sonu , akıbeti, topuk, ökçe. cezalandırmak, sıra ile yapmak, alıkoymak, işin sonunda pişman olmak, yaptığıyla ceza yada mükafatlandırmak. Yardımlaşmak, sonuç, karşılık, ayağın arka tarafı, takip etmek, bedel.

AKADE ; عقد

Sıvı katılaşmak, ip vs.yi düğümlemek, düğüm, yemin ahd veya satışı neticelendirip bağlamak tekit etmek, sağlamlaştırmak, anlaşmak sözleşme, kontrat, sözleşme, akit, itikat.

AKALE:عقل

Çocuk akıl baliğ olmak, idrak etmek, kendindeki hatanın hata olduğunu anlamak, akılda üstün gelmek, alıkoymak mani olmak, denizin engin yeri, akıl, kalp, diyet, sığınak, kale,  iyiyi kötüden ayırma kabiliyeti, idrak merkezi, hafıza, her şeyin en iyisi. akıl sahibi olmak, bilge olmak, anlamak, herkes için kan fiyatını ödemek, bir dağ zirvesine çıkmak, anlayış kullanmak, çekimser olmak

AKAME : عقم

Erkek veya kadın kısırlaştırmak, kısır, nesli olmamak, bir şeyi sterilize etmek, dezenfekte, şiddetli gün, meyvesiz, garip ve zor anlaşılan söz, izin/eserin oluşmasını engelleyen kuruluk/sertlik, hayrı faydası olmayan rüzgar, sevincin olmadığı mutsuz gün,  semeresiz, sonuç, netice fayda getirmeyen çaba, gayret, iş, pastörize.