ZEMEME : ذم
Kötülemek, yermek, ayıplamak, burun akmak, ayıplanacak iş yapmak, birini hakir görmek küçümsemek, bir yer kuru olup hayrı azalmak, birini çok kötülemek çok zemmetmek, kefalet, teminat, söz, hak, hürmet, mükellefiyet, zayıflıktan ve zebunluktan ölümle burun buruna gelmiş kimse, malı dini vs. teminat altına alınmış gayri müslim.