EZENE: اذن
Bir şeyi bilmek, açıklamak, arz etmek, ilan etmek, dinlemek, kulağına dokunmak değmek, birine izin vermek, müsaade etmek, namaza çağırmak, ezan okumak, hayvan ve insanlarda işitme organı kulak, kulp, kabza, müezzin, minare, ezanlık.
Bir şeyi bilmek, açıklamak, arz etmek, ilan etmek, dinlemek, kulağına dokunmak değmek, birine izin vermek, müsaade etmek, namaza çağırmak, ezan okumak, hayvan ve insanlarda işitme organı kulak, kulp, kabza, müezzin, minare, ezanlık.
Üzmek, kederlendirmek, yer sert ve engebeli olmak, sağlam kuvvetli bağlamak, gamlı kılmak, hüzünlü görünmek, muamelesi sert kişi, üzüntü ,gam tasa, keder, trajedi.
Bir şeyi tartmak, ağırlığını anlamak için kaldırmak, vezne uygun şiir yazmak, iki şey arasını eşitlemek, denklemek, karşı karşıya olmak, ödüllendirmek, bir hizaya getirmek, miktar, terazi, tartmada konulan gramlar, adalet, barometre, şakul vs., insanın akıl ve endişesi, dağın yamacı.