20.04.2018
فَإِن كُنتَ فِي شَكٍّ مِّمَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ فَاسْأَلِ الَّذِينَ يَقْرَؤُونَ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكَ لَقَدْ جَاءكَ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ ﴿٩٤
Eğer sana indirdiğimiz şeylerden bir kuşku içinde isen, ohalde senden önce kitabı kıraat edenlere sor. Kesinlikle rabbından gerçek/hak sana gelmiştir. Sakın kuşkulananlardan olma.
Kelime Açıklamaları
ŞEKKE:شك
Şüphe etmek, bir iş birine karışık kuruşuk gelmek, güç gelmek, mızrakla vurmak ve mızrağı işletmek, bir şeye diğer şeyi zammetmek eklemek, , silahlanmak, dikmek, dürtmek, birini şekke şüpheye düşürmek, bölük, fırka, baltanın sapı çıkmasın diye çakılan çivi
KARAE:قرا
Okumak, mütalaa etmek, incelemek, bir şeyi biriktirip bir birini zam ve ilhak etmek, bir araya getirmek, bir şeyi araştırmak, tahkik etmek, tilavet, tilavet olunan satır ve sahife, seferinden geri dönmek, toplamak, harf ve kelimeleri bir araya toplamak, Kuranı kerim, ders
KETEBE:كتب
Yazmak, Allah bir şeyi farz kılmak, nikah kıymak, vasiyet etmek, tulum vs.yi iki sırım ile dikmek, harfleri birbirine eklemek, yazışmak, mektuplaşmak, katip, sekreter, noter, yazı yazılmış sahife, kitap, kuran, Tevrat, incil, hüküm, bir şeyi ispat etmek, takdir etmek, zorunlu kılmak, ecel, mukatebe ( kölesi ile hür olabilmesi için belli bir ücret karşılığı yapılan anlaşma).
Önceki
Sonraki