Okuyuş

SAMİRİ

SAMİRİ

02.09.2021

Bir değil binlerce Samiri…  Taha/96:   "Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Elçinin eserinden bir avuç aldım da attım/dönüştürdüm; nefsim bana böyle hoş gösterdi/kolaylaştırdı."

Allah’ın verdiği aklı, iradeyi, olayları görme, kıyaslama yeteneğini yine ona bu gücü veren Allah’a karşı kullanan insanlar. Sanıyor mu ki kendisi bin yıl yaşatılacak!

Aynı şekilde kendisine verilen özelliklerle önce tüm dünyayı saracak, insanın bedenini mahvedecek bir virüs üretecek.  Tıpkı Samiri’nin buzağısı gibi: “Zayıflar ölsün!”  Bilmiyor ki Allah’ın verdiği canı ancak ve ancak Allah alır. Zamanı tükenen, eceli gelene vesile olur, “Virüsten öldü.” diye bilinir. Bilinmeyen ise o ölenin zaten eceli geldiyse (Nisa/78: “Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar, sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile!”) en korunaklı gördüğü kendi yatağında bile ölüm kaçınılmaz olur.

Samiri’nin emriyle (Taha/87: “Haydi atın ziynetlerinizi, en değerlilerinizi feda edin…”) ve şeytanın açlık ve korku vesvesesiyle… Korkutun toplumları açlıkla, ölümle... Sürü politikasıyla haydi koşun  “ilaç- aşı- korunma tedbirleri” diye koştukça artan korkuyla...

Oysa Allah tekrar tekrar Bakara/62, Al-i İmran/170, Araf/35 ve Fatır/34’te “Korunanlara, takva sahiplerine korku ve hüzün yok. “ diyor.  Temizlik diyor.

Günde beş defa abdestle bedeni temizle.

Dua ve çağrı ile ruhunu temizle.

Allah’a teslimiyetle beynini temizle.

Haramdan uzak dur.

Zinaya yaklaşma/ ortam hazırlama.

Gözlerini indir.

Dünya malına gözünü dikip de yanlışa gitme diyor.

Allah daha ne desin. Yunus/100: “Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.”

                                                                                                                                                                                     Hanigün