Okuyuş

KORUNANLARIN CENNETİ

KORUNANLARIN CENNETİ

28.03.2020

KORUNANLARIN CENNETİ

Kur’an’ı bütün olarak düşünüp, ayetleri genel olarak değerlendirirsek her topluma bir uyarıcının gönderildiğini, bu uyarıcının doğruyu anlatırken önce kendi hayatına yansıtarak insanlara ayetlerin yaşanılabilirliğini gösterdiğini, bu şekilde huzurun ve mutluluğun yakalanabileceğini anlatması sonrasında da eğer bunları dinlemezlerse  yani Allah’ta korunmaya girmezler, onun ilkelerini basite alıp günübirlik çıkarlar için yaşarlar, geleceğini/ahiretini düşünmeden hareket ederlerse özünden /fıtratından kopmuş, yalama olmuş, sosyal baskıyı, ortamdaki  güçlerin oluşturduğu havayı/hevayı ilke edinirlerse bu kişilerin geleceği bildiği hâlde örtmesi karşılığında cehennemi yaşamasının kıssa olarak tekrar tekrar anlatıldığını görüyoruz.

Yani kavimlerin peygamberlerinin uyarılarını dikkate almamaları sonucu felakete uğramaları çok fazla örnekle anlatılıyor. Her felaket gelişinde peygamberlerle inanan bir grup mutlaka o cehennemden, helak olmaktan kurtarılıyor.

Şu anki virüs felaketi gibi..

Şimdiye kadar Kur’an’ın, peygamberin, evrensel yasanın savunduğu doğruları tasdikleyen ama uymayan, kendi çıkarına göre hareket eden; parayı, mertebeyi, kariyeri, statüyü, en önemlisi de kişileri ölçü edinen topluluk, korunmaya onlarla girdiği için, sırtını onlara yasladığı için virüsten aşırı etkilendi.  Psikolojisi bozuldu. Evini cehenneme çevirdi.  Her an onu destekleyen yandaşları kendi derdine düştü. Onu yalnız bıraktı. Dışarda takındığı ikinci yüz,  kendini kabul ettirdiği çevre artık yok. Evde hem korku, hüzün içinde hem de kendiyle baş başa olmanın, belki de ilk defa yalnız kalıp gerçek kendisiyle tanışmanın ızdırabını yaşıyor.

Muttakiler, yani şimdiye kadar sadece Allah’ı ölçü alan, bunu hayatında öncelik kabul edenler, evlerinde fazladan bir cennet elde ettiler. Virüs haberlerinin oluşturduğu tutsaklığa girip aciz kalmadılar. Aksine sosyal dünyanın verdiği yoğunluk, kalabalık ve mutsuzluktan kurtuldular hem de onların eliyle. Yani bir peygamberin uyarısını dinlemeyen toplum felaketi görünce helak oluyor.  Ama içlerinden inanan, korunmaya giren kısım yanı başındaki felaketten etkilenmiyor. Bu bir mucize ise şu an bu mucizeyi Allah gözümüzün önüne seriyor. Ölümcül bir virüs var. Bu virüs evrensel bir uyarının –temiz olun, temiz olanlardan yiyin-  ayetinin ciddiye alınmamasından, bilindiği hâlde üstünün örtülüp geçilmesinden kaynaklanan bir virüs. Bu ayeti örtmelerinden dolayı  Allah’ın helak ettiği toplumlara gönderdiği azap gibi bir virüs felaketi. Toplumun kendi eliyle kendine azap etmesinin örneğini yaşıyoruz.

Allah daha önceki kavimlerle ilgili ayetlerinde olduğu gibi diyor ki “Eğer zamanında uyarıyı /ayeti dikkate alsaydınız, üzerini örtmeseydiniz sizi psikolojik ya da biyolojik etkiliyor olmayacaktı.” Eğer Allah’ta korunmaya girmeyi gerçekleştirdiysek bu virüs bizim için helak değil cennet getirecektir.

Şimdi kendimizi okuma zamanı…

Biz bu felaketi nasıl karşıladık? Bize cenneti mi, cehennemi mi getirdi?

Helak olanlardan mı yoksa korunanlardan mı olduk?

Herkesin içine dönüp kendini gözden geçirmesi gereken bir zaman yaşıyoruz.

Aslında biz neymişiz? 

Yaşama amacımız ne?

 

  • NOT: Araf suresi, 144 ile 187. ayetler arasını bir bütün olarak tek seferde okuyup bugün yaşananları bu ayetler ışığında tekrar yorumlayınız..

 

 

HAVVA FAYDALI

Önceki Sonraki