Okuyuş

İBRAHİM SURESİ : 44. AYET

İBRAHİM SURESİ : 44. AYET

31.07.2019

وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ نُجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَۜ اَوَلَمْ تَكُونُٓوا اَقْسَمْتُمْ مِنْ قَبْلُ مَا لَكُمْ مِنْ زَوَالٍۙ

İnsanları, kendilerine azabın geliyor olduğu güne karşı uyar ki, zalimler: "Rabbimiz, derler, bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına gelelim, elçilere tabi olalım! "Peki, önceden sizin için hiç zeval olmadığına yemin etmemiş miydiniz?"

Kelime Açıklamaları

KARABE : قرب

Kelimesi: kılıca kın yapmak, yaklaşmak, yakın olmak, akrabalık yakınlık., bir şeyi yaklaştırmak, yaklaşmaya çare aramak, bir vesile ile yakınlık istemek, ibadet, taat, iyilik, daha Kolay anlaşılan, daha açık, en kısa zamanda, kestirme yol, yakın dost maiyetindeki kişi, yakın çevreden olan kişi.

ZÂLE:زال

Gitmek, helak olmak, uzaklaşmak, yer değiştirmek, bir şeyden ayrı olmak, zail kılmak, zevalini gözetmek, zail olucu çabuk gelip geçici.

CÂBE: جاب

Kuş yere süratle düşmek,  kayayı delmek, sualine cevap vermek,karşılık vermek, kabul etmek, ihtiyacını isteğini karşılamak, karşılıklı sorulara cevap vermek, karanlık kaybolmak, duasını kabul edip hacetini gidermek, cevap.

TEBEA:تبع

Bir şeye tabi olmak, ardından izinden yürümek,  uymak, birine ait, mahsus olmak, bağımlılık, taraftarlar .emrine vermek, derslere düzenli devam etmek,  sonuç., netice, akıbet, sorumluluk, ardı sıra, peşi sıra, peş peşe, kovuşturma HUKUK, adli kovuşturma, sürme, devam etme, tarihin seyri, vatandaşlık, tabiiyet, silsile, müteakip, tuzak kurmak, hile yapmak.

NEZERA:نذر

Bir şeyi üzerine gerekli kılmak,, adamak, nezredilen.kişinin kendisi için zorunlu olmayan bir şeyi olması için kendisine zorunlu kılmasıdır,  adamak, adanmak, bir şeyi bilip sakınmak, ihtiyatlı davranmak, korkutmak, sakındırmak, dikkat çekip bildirmek,

EHARA: اخر

Yarın, Geri bırakma, saati geri alma, iki şeyden diğeri ,öteki, benzeri, başkası,  son, uç, arkada-geri  kalmak, nihayeti bitimi, erteleme, geciktirmek, sonradan gelmek, sonuncu, esmadan, yolun sonu, son durak, ahiret, gelecekle, ahiretle ilgili,  hepsinden her şeyden sonra, bugünden sonra yarın, ölüm sonrası, bir şeyin arkadan sonu, veresiye ile satmak, anayurt, yakın zaman.

KASEME: قسم

Bir şeyi kısım ve parçalara ayırmak, bir şeyi hisselerini vererek aralarında pay etmek, bölüşmek, taksim, hisse, pay, nasip, güzellik. Sayıları hanelere ayırmak. Yemin etmek, yeminleşmek, yemin, andlaşmak.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu