Okuyuş

YUSUF SURESİ: 33. AYET

YUSUF SURESİ: 33. AYET

01.12.2018

قَالَ رَبِّ السِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَنِي إِلَيْهِ وَإِلاَّ تَصْرِفْ عَنِّي كَيْدَهُنَّ أَصْبُ إِلَيْهِنَّ وَأَكُن مِّنَ الْجَاهِلِينَ ﴿٣٣

Yûsuf dedi: "Rabbim! Zından benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden olurum."

Kelime Açıklamaları

DAÂ:دعا

Birini çağırmak, bir şeyin gelmesini istemek, davet, teşvik etmek, dua etmek, iddia etmek, binayı tamamen yıkmak, davete icabet etmek, desteklemek, takviye, gerektirmek, yemin , ziyafet, harp çığırtkanı, kışkırtıcı, çağrışım, zayıf, harap, viran, yıkılacak gibi; neredeyse çökecek) düşecek, eğik, meyilli.

SARAFE: صرف

Bir şeyi çevirmek, bir halden başka hale çevirmek,  döndürmek, işçiye yol vermek, harcamak, kelimeleri birbirinden çekim yapıp türetmek, açıklamak, beyan etmek, tekrar tekrar açıklamak, izah etmek,  işe yön vermek, idare etmek,  ayrılmak, vazgeçmek, terk etmek, sarraf, halis, sırf, kırmızı boya, kurşun, tecrübeli görmüş geçirmiş, tövbe, köpüğü durulan –sakinleşen süt.

CEHELE:جهل

Tencerenin kaynaması şiddetlenmek, bilmemek, tanımamak, hafifsemek, közü karıştıran değnek, bilinmeyen meçhul. Cahil olmak, zayi etmek, yitirmek, cehalete hamletmek, bilgisiz, işaretsiz.

HABBE: حب

Sevmek, istemek, meyletmek, sevgili olmak, ekinin taneleri belirmek, kap dolmak, hoşlanmak, tercih etmek, üstün tutmak, bencillik, dostça, aşık, mahbup, egoist, muhabbet.çiçeklerin  tohumu, danei başakta buğday tanesi, hububat.

KÂDE- KEYEDE: كاد

Hile yapmak, aldatmak, kötülük düşünmek, biriyle muharebe etmek, entrika, harp, tuzak, öfke, desise

SABÂ- SABEVE:صبا

Aşık olmak, özlemek, meyil ve teveccüh etmek, delikanlılık, gençlik, kılıç vs ağzı, sakal ucu, yeyletmek, kaymak, bebek, çocuk, saba yeli.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu