18.11.2017
وَالَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْر۪يقًا بَيْنَ الْمُؤْمِن۪ينَ وَاِرْصَادًا لِمَنْ حَارَبَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ مِنْ قَبْلُۜ وَلَيَحْلِفُنَّ اِنْ اَرَدْنَٓااِلَّا الْحُسْنٰىۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ﴿107﴾
Zarar veren, küfreden, müminlerin arasını ayıran, bunun öncesinden Allah ve resulüne isyan etmiş olan kimseleri gözetlemek için mescit edinenler; “Biz ancak güzeli isteriz.” diye yemin ederler. Allah onların yalancı olduklarına şahitlik eder.
Kelime Açıklamaları
EHAZE: اخذ
Bir şeyi almak, sahip olmak, edinmek, tutmak, taklit, yakalamak, galebe etmek, kahretmek, alıkoymak, menetmek, engel olmak, ipnotizma, taklit, ayıplamak, azarlamak, suçu karşılığı cezalandırmak, yol, usul, ilmin membaı, kaynağı.
RASEDA: رصد
Bir şeyi gözetlemek, iyilik veya başka bir şeye mukabele etmek, çıkarmak, yol, az yağmur, gözetleme yeri veya yolu, sinen, rasathane.
HARABE : حرب
Malını soyup hepsini almak, birini diğerinin aleyhine kışkırtmak, çarpışmak, biriyle harp etmek, helak, soyma, yağma, savaş, fitne. Harp, harp yapmak, öfkesi artmak, ağaç ilk meyvesini vermek, camide en yüksek yer, mihrap- şeytan ve heva ile savaşmanın yeri, (ayrıca insanın dünya işlerinden ve aklının dağınıklığından soyutlanmış olarak geldiği yere mihrap denir.) çivi, hayvanın boğazı, isyan etmek, helak olmak, yazık olmak, yağma
SECEDE: سجد
Huşu tevazu ve tezellül ile boyun eğmek, alnını yere koymak, başını aşağı indirip eğilmek, mescit, cami, yeryüzü, hizmet, Kâbe, secde edilen her yer
Önceki
Sonraki