Okuyuş

YUSUF SURESİ 43. AYET

YUSUF SURESİ 43. AYET

17.12.2018

وَقَالَ الْمَلِكُ إِنِّي أَرَى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعَ سُنبُلاَتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ يَا أَيُّهَا الْمَلأُ أَفْتُونِي فِي رُؤْيَايَ إِن كُنتُمْ لِلرُّؤْيَا تَعْبُرُونَ ﴿٤٣

(Bir gün) Kral dedi ki: "Ben, yedi semiz bakara görüyorum, bunları yedi zayıf  yiyorlar. Ve yedi yeşil, diğerleri kuru başak görüyorum. Ey efendiler, eğer sizler bakıp görenler iseniz bana görüşümde bir fikir verin."

Kelime Açıklamaları

MELEE:ملا

Doldurmak,  içine alacağı kadar kaba nesne doldurmak, karnı su dolu olduğundan gebe sanıla deve, mideden ileri gelen nezle illeti, daha göz dolduran, topluluk, kavmin seçkinleri, kodamanları, yayı şiddetle germek, işgal etmek, müddet, birine yardım edip destek olmak, gereği gibi dolmak, topluluk, kavmin seçkinleri, doluş, çarşaf.

MELEKE:ملك

Malik olmak, istila etmek hükmetmek, bir şeyi birine mülk eylemek, köle mülkiyeti, kendisinde tasarruf edebilecek şeyleri güç ile ele geçirmek, güç, sahip olmak, biri kendi nefsine hakim olmak, kendi kendini kontrol etmek, padişah, melik, malik, melek, melaike, meleke, kabiliyet, istidat, idare altında olan şey, imparatorluk, memleket

FETEYE: فتى

Kerem ve cömertlikte üstün gelmek,fetva,fetva, görüş,  delikanlı yiğit olmak, kızın çocukluk çağının geçtiği hükmolunmak, genç yiğit olmak,  hizmetçi, uşak,  , köle, cariye,, genç kız veya kadın.

SEBEA: سبع

Bir topluluğun kavmin yedincisi olmak, hayvanlara kurt üşüşmek, yırtıcı canavar pençeli hayvan, yedide bir, yedigen, yırtıcı canavarı çok yer.

BAKARA: بقر

Bir şeyi yarmak, açmak, dağıtmak, kırmak, sözü açıklayıp izah etmek, arayıp su yrini görmek, dikkatle araştırmak, gözü zayıf görmek, bilinmeyen yere çıkmak, ilimde vüsat sahibi olmak, gözün pınarından bir damar, sığır,  öküz, dağ keçisi, geyik, insanların arasındaki dostluğu yok eden büyük fitne. 

SEMENE: سمن

Yemeği sade yağla yapmak ,  yaradılışı semiz olmak, yağı çok olmak, soğutmak, çok bahşiş vermek, şerefli hayırlı olmamasına rağmen şerefli olduğunu iddia etmek, daha dolu,daha semiz daha bol, taş vs.si olmayan güzel toprak, semizleştirmek.

ACEFE: عسم

İştahı varken aç birinin yemesi için kendini  yemeden alıkoymak, hayvanı zayıf düşürmek, hastanın bakımına, hizmetine kendini hasredip sabretmek, uzaklaşmak, zayıf ve arık olmak,yağmur yağmamak, doymayıp yarım kalmak

SENEBELE:سنبل

Ekin başağını çıkarmak, sümbül, başak, gökte bir burç.

YEBESE: ىبس

Yaşken kurumak, kuru, susmak, birine şiddetle muamele etmek, hayırsız adam veya kadın, gam hüzün, yetim olamak, yalnız kalmak, ihtiyaç, gam, hüzün, gevşeklik, zayıflık.

ABERA: عبر

Rüya tabir etmek, nehir vs. nin bir yakasından öbür tarafa geçmek, süratle yolu yarıp gitmek, üzülüp ağlamak, para ve eşyanın ayarını kıymetini ölçüp tartmak, tabir etmek, düşü yorumlamak, içinde olanı sözle açıklayıp beyan etmek, tenha çöl, mabet, ibadet yeri.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu