Okuyuş

RAD SURESİ 22. AYET

RAD SURESİ 22. AYET

01.04.2019

وَالَّذ۪ينَ صَبَرُوا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِراًّ وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُ۫نَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِۙ 

Ve onlar Rablerinin vechini  arzu ederek sabrederler; namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık olarak harcarlar ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte şu yurdun sonucu onlarındır:

Kelime Açıklamaları

NEFEKA: نَفَق

Harcama için gerekli azık, aile reisinin ehli eyali için bulundurması gereken yiyecek, giyecek, nafaka, NİFAK : Çift delikli hücre, köstebek yuvası (bir girişi ve çıkışı olan), iki çıkışı olan tünel, İki sayısı ile n-f-k kökü ile sıkı bir bağlantı vardır. NİFAK : NAFEGA: dostluk gösterip düşmanlığını gizleyen, içinde olanın zıddını gösteren. denenen girmek. Kafir de  nifakında küfrünü saklayıp  görünüşte imanlı görünmek, münafık bir kapıdan şer’e girerken, öbür kapıdan çıkar, tünel.

KÂME: قام

Dikilme ayak üzerinde kalmak, düzelmek, bir iş icra etmek, yürütmek, dosdoğru olmak, devamlı ve sabit olmak, hak zahir ve sabit olmak, bir şeyin direği nizamı, namazda ayakta durma, kıyamet, adaleti ayakta tutan.  her şeyi koruyan tutan esmaül hüsnadan, hükümran, makam, meclis, uygulamak, idareci, bir şeyin kıymeti değeri, durma, ikamet, ikamet yeri, istikamet,  vadini tamamlamak, sözünü tutmak, doğrulmak, kavim, topluluk, reis, başkan, idareci, tam ve kamil.

SERRA: سرر

Sevindirmek, fısıldaşmak, sırdaş olmak, bolluk, saadet, refah, bir şeyi saklayıp sır sır etmek, gizlemek,açığa vurulmayan sevinç, bolluk, saadet, divan, taht, koltuk, dedektif, sürur, çiçek demeti.

SALAYE : صلى

Müsabakayı kazananın ardından gelmek, dua etmek, Aklın Allah’a yükselmesi, yakmak için ateşe atmak,  ateşte ısınmak, ateşle tutuştu,  diriliş. Dua, namaz, rahmet, Yahudi tapınağı, havra,  yarışta birinci geleni takip eden(ikinci), bir işin şiddetini tatmak, cephe, bereketine rahmetine bürünmek. İbadet, yalvarma, rica, niyaz, müracaat etmek, yalvarmak, rica etmek; çağırmak, seslenmek..

DÂRA: دار

Bir şeyin etrafını tavaf etmek, daire şeklinde hareket etmek, dönmek, dolaşmak, birini bir işten çevirmek, alıkoymak, terk ettirmek, daire, bir şeyi ihata çepeçevre çeviren şey, halka, hezimet, mağlubiyet, felaket, konak, saray ,ev,belde, yurt, şehir.

VECEHE:وجه

Birinin yüzüne vurmak,yüzüstü, birine şerefte üstün gelmek, kişilik, birini bir yere göndermek, yönelmek, dümen, direksiyon, yüz, çehre, anahtar deliği, taraf, cihet, bir şeyin nefsi, zatı, kıble.

SABERA:صبر

Birini bir şeyden alıkoymak, sabretmek, dayanmak, kefil olmak, kefil  vermek, tahammül etmek, dağın tepesine çıkıp oturmak, ağzına kadar doldurmak, biriktirmek, beklemek, toplamak, ölçüsüz tartısız mahsul yığını, kavmin reisi, sakınmak, imtina etmek, geri durmak, sükunet, huzur, dinginlik; sebat, metanet, kendine hakim olma, kendini tutma.

DARÂ: درا

Def etmek, savmak, yıldız parıldamak birini kovmak,  aldatmak, pusu yeri edinmek belirsiz bir yerden aniden çıkıvermek

ALENE: علن

Açık olmak, zahir, aşikar olmak, açığa çıkarmak, ortaya koymak, ilan, bildirme, beyan etme, deklarasyon, el ilanı, reklam.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu