15.12.2019
تَاللّٰهِ لَقَدْ اَرْسَلْنَٓا اِلٰٓى اُمَمٍ مِنْ قَبْلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ اَعْمَالَهُمْ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ الْيَوْمَ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
Vallahi senden önceki toplumlara da elçiler göndermiştik. Şeytan onlara, yaptıkları işi süslü gösterdi. O, bugün onların velisidir. Onların hak ettiği acıklı bir azaptır.
Kelime Açıklamaları
VELEYE : ولى
Bir şeye yaklaşmak, idare etmek, düzenlemek işini üzerine almak, yardım etmek, birini bir işe vali kılmak, idaresini ona bırakmak, iki şeyi bir biri ardınca olmak, biriyle dostluk yapmak sevmek, geri dönmek yüz çevirip terk etmek, veli edinmek, daha layık uygun yakın, rab, efendi, aziz, evliya, bir işin otoriteri. vasiyet ve tavsiyede bulunmak, vasi, veli, vali, vilayet, hüküm, soy-din-dostluk-mekan ve yardımlaşmada yakınlık anlamındadır.
ZÂNE:زان
Birini güzelleştirmek, süslemek, zimmetlenmek, ziynet eşyası, donatmak, bezenmek, hoş manzaralı olan şey, berber, kuaför, dekoratör. Hem dünyada hem ahirette insanı hiçbir durumda kusurlu yapmayan şeydir, ama insanı bir açıdan süsletip başka açıdan süslemeyen şey de kusurdur..
ŞETANE:شطن
Hayvanı uzun iple bağlamak, muhalefet edip uzaklaştırmak, hak vs. uzak olmak, şeytanlaşmak, hayvan bağlanan yada kuyudan su çekilen uzun ip, derin kuyu, azgın şerir kimse, bir çeşit pis yılan, susuzluk, şeytan.
Önceki
Sonraki