Okuyuş

HUD SURESİ: 84. AYET

HUD SURESİ: 84. AYET

10.09.2018

وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ وَلاَ تَنقُصُواْ الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ إِنِّيَ أَرَاكُم بِخَيْرٍ وَإِنِّيَ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُّحِيطٍ ﴿٨٤

Medyen'e de kardeşleri Şu'ayb'i : "Ey kavmim, dedi, Alah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilah yoktur; ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum ve ben sizin için kuşatıcı bir günün azâbından korkuyorum!"

Kelime Açıklamaları

HÂTA : حطا

kuşatmak, himaye etmek, korumak, görüp gözetmek, kavramak, bir işi bütün yönleriyle bilmek, her yanından çevirip kuşatmak, çevre.Bir şeyi tamamen ya da tüm biçimleri ya da koşullarında kavramak ya da bilmek, bir şeyi dışsal ve içsel olarak bilmek, bir şeyin en özelliğine ulaşmak, bir şeyin kapsamlı ve tam bilgisine sahip olmak , bir yol ya da şeyi ihtiyatlı ya da tedbirli ya da sağduyulu bir şekilde takip etmek, önlem almak, emin olmak, en başarılı yolları aramak, en kesin yöntemi almak.

ABEDE:عبد

Boyun eğmek, kulluk etmek, itaat etmek, köle olmak, bir şeye yapışıp ayrılmamak, ibadet eden kulluk eden, perestiş  tazimle  Allah’a boyun eğmek. Mabet, hizmet etmek, tapmak, bir şey etkisini kabul etmek, teslimiyetle veya tevazu ile itaat etmek, onaylamak, uygulamak, adamak, kontrol altına almak, bir araya getirmek, esir etmek.

HÂFE:خاف

 Korkmak, endişe etmek, uyanık, ihtiyatlı olmak, bilmek, yol tehlikeli olmak, gürültü, savaş, tehlikeli yerler, ürkmek, günahtan uzak durmak, Allah’ın  emrettiklerini  tercih edip yerine getirmek, çekinmek, bir şeyi azar azar eksiltmek, kıtal, tehlikeli yollar,  dehşete düşmek, korkuyu başkasına geçirmek, azalan ya da azını alıp götürmek, küçükten küçüğünü bir şeyden almak, bir şeyin yanından almak, katletmek ya da savaşmaktan korkmak, hoşlanılmayan bir durumun başa gelmesinden veya arzulanan bir şeyin elde edilememesinden duyulan kaygı ve korku.

NEKASA: نقص

Eksiltmek noksan olmak, hakkını tam vermemek, ayıplamak, kınamak, bir şeyden azar azar almak  , noksanlık, kusur, zaaf, nakıs, kamil olmayan, yok olan , ayıplı.

KÂLE: كال

Buğday vs.yi ölçmek, parayı tartmak, bir şeyi diğer şeyle mukayese etmek, korkak olmak, ölçmek, ölçme sanatı, ölçenin ücreti, cenkte geride duran tabur, yüksek yer, çakmaktan çıkan alevsiz kıvılcım

VEZENE: وزن

Bir şeyi tartmak, ağırlığını anlamak için kaldırmak,  vezne uygun şiir yazmak, iki şey arasını eşitlemek, denklemek, karşı karşıya olmak, ödüllendirmek, bir hizaya getirmek, miktar, terazi, tartmada konulan gramlar, adalet, barometre, şakul vs., insanın akıl ve endişesi, dağın yamacı.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu