Okuyuş

Erteleme hastalığı ve kurtuluşa davet

Erteleme hastalığı ve kurtuluşa davet

07.08.2017

" Sayılı günler çabuk geçer " deriz. Halbuki yanlış. Çünkü sayısız günler, sonsuzluk aldatmacasına sürükler insanı.

Ve sonu bilinmeyen sayısız günlerde, işleri yarına ertelemek kolaydır. Ömür de işte öyle sayısız günlerden ibaret. Aslında sayılıdır da bize sayısız gibi geliyor. İnsanoğlu, önünde sayısız gibi duran günlere güvenerek işleri, görevleri, çalışmaları ve hatta bazı ibadetleri erteliyor, sonraya bırakıyor. "acelesi yok daha vaktimiz var" diyor.

Bu durum aslında bir hastalıktır. Çünkü vakit ziyanı/israfı söz konusudur.

Rabbimiz(c.c) Araf31de "... israf etmeyin. Çünkü O israf edenleri sevmez." Buyuruyor. Rabbimiz'in sevgisini kaybetmeme adına bile olsa yalnızca, az olsun çok olsun her türlü israfı terk etmeye karar alalım inşallah. Lütfen bir düşünelim: şu ana kadar neleri erteledik? 

"Şunu, şunu bilgisayar'a yükleyeyim de sonra bakarız."

" Daha sınava çok var sonra çalışırım. " 

" Daha erken sonra evlenirim. "

" Haftaya hallederiz." 

" Hafta sonu hallederiz. " 

" Yarın yaparız. "

" Şu dizi bitsin de yaparız ne acelemiz var. "

Ya da okumayı ertelediğimiz kitapları düşünelim. 

Ne kadar da çok erteliyoruz değil mi?

Hatta bazen ölümün bize ansızın gelebileceğini bildiğimiz halde bunu hiç bilmiyormuşuz gibi davranırız.

Mesela; tüm manevi hastalıklara şifa olan ve hayatımızın tüm alanlarını İslamileştirmeyi amaçlayan Kerim (çok cömert) olan Kur'an'ı mızı anlamayı bile, çoğu geçici (ahirette payı olmayan) nedenlerden dolayı erteliyoruz. Ve yahut otuz çeşit yemek yapmayı, on farklı yoldan müşterileri ikna etme yolunu, birçok futbolcu, siyasetçiyi vs. Çok iyi bildiğimiz/ tanıdığımız halde. Namazlarda okuduğumuz dua ve surelerin manalarını bilmiyor, ya da en kötüsü öğrenmeyi erteliyoruz.

Hz. Peygamber'den rivayet olunan meşhur bir hadiste:

" Erteleyenler helak olmuştur." buyurulmaktadır.

Yine Muhammed Parisa'da erteleme illetini ne de güzel ifade etmiş:

" Gafil insanlar, hayırlı bir iş için, ? bugün dursun yarın başlarım ' der ve böylece kendini aldatır durur. Bilmez ki, bugün dünün yarınıdır; bugün ne yapmıştır ki, yarın ne yapsın?"

" Eğer hemen değilse ne vakit? " sorusunu 

" Başlamak bitirmenin yarısıdır." Sözünü de unutmayalım.

Yararlı bir çalışmaya girişmek için en iyi vakit "bugün" ve "şimdi" değil midir?

Bilmeliyiz ki, ertelemek, zaman yiyerek beslenen ve bizim düşmanımız olan bir canavardır.

O halde daha fazla ertelemeden

94/ İnşirah, 7: " Öyleyse bir işi bitirdiğin zaman yeni bir işe koyul. "

82/ İnfitar, 5: " Her insan, (sonunda) ilerisi için neyi öncelediğini ve neyi (arka plana) bıraktığını anlayacaktır. "

Ayetlerini hakkıyla anlamaya çalışmalı: Ebedi mutluluk ya da ebedi zilletin olduğu ahirette saadete erişmemiz için nelerin öncelikli olduğunu belirlemeli ve onu hakkını vererek yaptıktan sonra yenisine geçmeliyiz.

Tabiiki itidali/dengeli olma halini elden bırakmadan. 2/ Bakara, 190: Çünkü Allah aşırları sevmez.

Rabbim bizleri, öncelenmesi gerekenleri önceleyenlerden ve ertelenmemesi gerekenleri ertelemeyenlerden eylesin.

(Süleyman DİLMEN'in yazısından alıntılanmıştır.)