Okuyuş

Kelimeler

ERAZA : ارض

Arazi, yer hoş manzaralı olmak, süslü olmak, bitkisi otu çok olmak, bir şeyi ağırlaştırmak, ıslah etmek, onarmak, bir yerde ikamet edip kalmak, ilgilenmek, dünya, yeryüzü, ilk yaratmadan sonraki yaratma, ağaç kurdu, ardiye,,,, yer, ardiye,   Göğün mukabili olan cisim veya insanların üzerinde bulunduğu yer; ülke, toprak, kara parçası, arazi gibi sınırlı yerler için de kullanılır. Bir şeyin alt kısmı, nasıl ki üst tarafına sema denir. Dönmek, yeşerip dal budak sarmak. Verimli, bereketli, üretkenOyalanmak, beklemek, ummak, sabırlı olmak, yerkürenin toprak yüzeyi anlamında, üzerinde yürüdüğümüz, oturduğumuz, uzandığımız yer,Kalan, Ağır, yavaş, halsiz, eğimli, veya yere doğru eğilimli olmak. İtaatkâr., baş dönmesi.

FERAZA : فرض

Kertmek, farz kılmak, takdir etmek, tahsis etmek, bir adama vazife ve ulüfe tayin etmek, bir hisse vermek, farz kılınan şey, ev ödevi, vazife, bir çeşit ev direği.