CERAYE: جرى
Su akmak, kendi akışıyla akıp giden şey, birden akmak, seyretmek, yürümek, bir işte yetkili kılınan elçi, vekil göndermek, yürürlükteki gelenek, bir şeyde yarış yapmak, tedavülde olan, câri, akan, cereyan.
Su akmak, kendi akışıyla akıp giden şey, birden akmak, seyretmek, yürümek, bir işte yetkili kılınan elçi, vekil göndermek, yürürlükteki gelenek, bir şeyde yarış yapmak, tedavülde olan, câri, akan, cereyan.