Okuyuş

Kelimeler

BASARA:بصر

Kesmek, görebilecek miyim diye bakmak, bir şeyi bilmek, görür olmak,kanıtlanmış,  görüş sahibi olmak, bir işi birine açıkça anlatmak, aydınlatıcı, bildirmek, gereği gibi düşünce ve mülahaza idrak edip bilmek, hayır veya şer olduğunu anlamaya gayret etmek, işinde dininde basiret ve görüş sahibi olmak, görme kuvveti, göz, alim, anlayan  insanın kendi kendinin denetleyiciliği, aydınlık, açık. 

HÂBE-HAYEBE : خاب

Başaramamak, başarısız olmak, kaybetmek, hüsrana uğramak, ziyan etmek, umutları boşa çıkmak, gitmek, ateş almayan çakmak, yenilgi. kafir olmak.

HAZELE : خذل

Birine yardım etmeyip hor ve zelil terk etmek,yüz üstü bırakmak, yalnız bırakmak, harbi terk etmeye teşvik etmek, cenkten yahut askerden kaçıp geri dönmek, başaramamak, aksilik çıkarmak,  ters gitmek, problem çıkmak, terk edip, yardımsız bırakmak, takati kesilmek, halsiz düşmek, güç bir zamanda terk edilmek, yardımsız kalmak, yenilmek,  mağlup düşmek

ZERAA:ذرع

Bir şeyi kol ile ölçmek, kollamak, şefaat etmek, geniş adımlı olmak, pek fazla konuşmak, karıştırmak, takat, kuvvet, gücü yetmemek, tamah, vesile, sebep, melez, miktar, uzunluk, sözde ifrata varmak, vadi kenarı, bir tarafı bahçelik bir tarafı çöl olan kasaba veya köy, bir şeyi yapamamak, başaramamak, bıkmak, tahammülü! sabrı kalmamak, vasıta, vesile; özür, bahane, göz yaşları akmak, boşalmak, huzursuzluk.