11.12.2018
وَاتَّبَعْتُ مِلَّةَ آبَآئِي إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ مَا كَانَ لَنَا أَن نُّشْرِكَ بِاللّهِ مِن شَيْءٍ ذَلِكَ مِن فَضْلِ اللّهِ عَلَيْنَا وَعَلَى النَّاسِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَشْكُرُونَ ﴿٣٨
"Atalarım İbrâhim, İshak ve Ya'kûb'un dinine uydum. Bizim, herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmağa hakkımız yoktur. Bu , bize ve bütün insanlara Allâh'ın bir lutfudur/üstünlüktür, ama insanların çoğu şükretmezler."
Kelime Açıklamaları
ŞEKERA:شكر
Nimetini ve ihsanını bilip sahibine sena etmek, karşılığını vermek, yağmur şiddetlenmek, koşuda gayretli olmak, çok şükreden, ince tüy, taze fidan, teşekkür.
FEZALE: فضل
Fazilette galebe gelmek, birine iyilik etmek, lütuf, fazla, artık, büyük nimet, ziyade, fazlalık, hikmet, iffet, şecaat, akıl. Bir şeyde çok iyi olmak, seçmek, ayırt etmek, ayırmak, üstün olmak, çoğalmak, fazlalaşmak, kazanç/hediye, yardım/ödül/iyilik/nezaket bağışlamak.
ŞERİKE:شرك
Ortağı olmak, şerik koşmak, sosyalizm, şirk, hisse, birden fazla tanrıya inanmak, müşterek, umumi, abone, birden fazla anlamlı, iki malın birbirine karşılaştırılması, müşrik, ortakların her biri.
MELLE: مل
Usanmak, bıkmak, elbiseye ilk dikişi yapmak, teyellemek, süratle yürümek, millet, bir milletle milletlenmek, bir şeyi beri öteye döndürüp çevirmek, ateşte pişirmek, şeriat, din, diyet, taife, çok işlek yol, sürme çekecek mil, çok binilmekten yorgun hayvan, Yardım, yardımcı, bir şey yapmak için uygun. Montaj. En fazla. "Gücünün en iyisini
Önceki
Sonraki