26.11.2018
قَالَ هِيَ رَاوَدَتْنِي عَن نَّفْسِي وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِّنْ أَهْلِهَا إِن كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِن قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ الكَاذِبِينَ ﴿٢٦
Yûsuf dedi ki: "O, gönlünü eğlendirmek için beni kullanmak istedi." Kadının ailesinden bir tanık da şu yolda tanıklık etti: "Eğer erkeğin gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor, bu durumda erkek yalancılardandır.
Kelime Açıklamaları
ŞEHEDE: شهد
Şahitlik etmek, bilmek, yemin etmek, gözüyle görmek. Bir mecliste hazır bulunmak, kesin olarak haber vermek, muttaki olmak, yemin etmek, , şehit olmak, delil şehadet, ikrar.
KABELE:قبل
Bir yeri önüne almak, şuandan önceki, çabuk davranmak, gelmek, kefil olmak, taahhüt etmek, bir sözü kabul etmek tasdiklemek, bir şeyi razı olarak almak, yapışmak, sağlam tutmak, cahil iken arif ve bilgili olmak, yüzünü dönmek, yönelmek, karşılamak, karşısına gelmek/dikilmek, ebe, işin evveli, kabiliyet, mesuliyet, güç, takat, kıble, cihet, yön, Kâbe, gelecek
RÂDE:راد
Bir şeyi istemek, arzu etmek, dilemek, seçmek, niyet etmek, yapmasını istemek, irade, yüz tutmak, üzere olmak, gemide dönen demir, makara iği,yavaş hareket etmek, bir şeyin ardından koşmak, görüşünden düşüncesinden döndürmek, çalışmak
Önceki
Sonraki