30.04.2018
قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي شَكٍّ مِّن دِينِي فَلاَ أَعْبُدُ الَّذِينَ تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ وَلَكِنْ أَعْبُدُ اللّهَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُمْ وَأُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ﴿١٠٤
De ki;” ey insanlar, benim dinimden/yaşantımdan şüphede iseniz, ben sizin Allah’tan başka ibadet ettiğiniz kimselere ibadet etmem. Fakat ben sizi vefat ettirecek olan Allah’a ibadet ederim. Bana mü’min lerden olmam emredildi.
Kelime Açıklamaları
DÂNE: دان
Din edinmek, zelil olmak, boyun eğmek, borç vermek- almak, yol, anlayış, yaşam tarzı, Yaklaşmak, dünya, alem, minimum, arz, yaklaşan , yakın, bedel, ceza, din, ibadet, saltanat ve idare.
ABEDE:عبد
Boyun eğmek, kulluk etmek, itaat etmek, köle olmak, bir şeye yapışıp ayrılmamak, ibadet eden kulluk eden, perestiş tazimle Allah’a boyun eğmek. Mabet, hizmet etmek, tapmak, bir şey etkisini kabul etmek, teslimiyetle veya tevazu ile itaat etmek, onaylamak, uygulamak, adamak, kontrol altına almak, bir araya getirmek, esir etmek.
VEFEYE-VEFÂ:وفي
Sözünü vadini yerine getirmek, nezrini(adağını) yerine getirmek, bir şey tamam ve çok olmak, tam ölçmek, bir şeyin üzerine çıkmak, Allah birinin ruhunu kabzetmek, vefat ettirmek, müddeti tamamlamak, Fatiha suresi, sözünde duran, emin, muhlis, borcunu ödemeye gücü olan
Önceki
Sonraki