Okuyuş

YUNUS SURESİ: 101-109 . AYETLER DEĞERLENDİRME

YUNUS SURESİ: 101-109 . AYETLER DEĞERLENDİRME

17.04.2018

YUNUS SURESİ: 101. AYET

De ki; “Yer ve göklerde olan şeylere nazar edin.” O ayetler ve uyarılar inanmayacak bir kavme yarar sağlamaz. Uyarıya kulak asmayacak, düşüncesinde ve davranışlarında ısrarcı kimselere hiçbir uyarı yarar sağlamaz. Hâlbuki gökteki olaylara dikkatli biçimde bakıldığında mükemmelliğin olduğu görülecektir. Aynı şekilde yeryüzünde ve altında insan aklını şaşkına çevirecek mükemmellik söz konusudur. Ancak bu mükemmelliği görmek için doğru bakmak görmeyi istemek gerekir.

YUNUS SURESİ: 102. AYET

Onlar sadece kendilerinden önce geçenlerin başlarına gelen günler gibisini mi bekliyorlar/gözlüyorlar. De ki: “O halde bekleyin bende sizinle beraber bekleyenlerdenim”. Ayet ve uyarıların fayda vermediği kimseler kedilerinden öncekilerin başlarına gelen günler gibi bir bekleyiş içindeler. Geçmişte yaşanan olumlu veya olumsuz yaşamlar tarih içinde örnek olarak kalmıştır. Her birey, toplum kendi dönemini ve kendini iyi bilerek bir yaşantı ortaya koymalıdır.

YUNUS SURESİ: 103. AYET

Sonunda elçilerimizi ve inananları kurtarırız. Böylece mü’minleri kurtarmak üzerimize haktır/borçtur. Elçiler ve inananların kurtuluşu Allah tarafından garanti altına alınmıştır. Allah’ın vaadi haktır.

YUNUS SURESİ: 104. AYET

De ki; ”Ey insanlar, benim dinimden/yaşantımdan şüphede iseniz ben sizin Allah’tan başka ibadet ettiğiniz kimselere ibadet etmem. Fakat ben sizi vefat ettirecek olan Allah’a ibadet ederim. Bana mü’minlerden olmam emredildi.” Duruşum, yaşayışım, yaşamım ve yalnız Allah’a ibadetim konusunda şüphe ve belirsizliğiniz varsa Allah’ın yanında taptıklarınıza, değerlilerinize tapmam. Saygınlık, insanların yaptıklarını vefa ettirecek olan Allah’ındır. Dolayısıyla kulluğum yalnız O‘nadır. Bana emin olmam, güvene girmem iş/işleyiş/anlayış olarak verildi.

YUNUS SURESİ 105

Yüzünü/yönünü hanif olarak dine çevir. Sakın ortak koşanlardan olma. İnsanın yönü yönelişi ne tarafa ise yaşamı ve yaşantısı da o doğrultuda olur. Müşterek yönelimler bireyi zorda bıraktığı gibi tek ilaha kulluğa ulaşmayı da engeller.

 

YUNUS SURESİ 106

Allah’tan başka sana ne fayda sağlayacak ne de zarar verecek olan şeylere dua etme. Eğer böyle yaparsan o zaman mutlaka zalimlerden olursun. Fayda ve zarar dünya hayatında insan için önemlidir. Her şeye fayda ve çıkar mantığıyla akan zihin aslında elinde hiçbir güç bulunmayan şeylere (makam, güç sahibi sanılan kişiler, gruplar, insan çokluğu, partiler, para…)  yakın olma ve elinde bulundurmayla kazanacağı düşüncesindedir. Bu düşüncesiyle de asıl gücü elinde bulundurana karşı yanlış yapmış, kendisi içinde zulmetmiş olur

YUNUS SURESİ 107

Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa onu keşfedici ancak O’dur. Eğer bir hayrı sana irade ederse onun fazlını reddedecek yoktur. Kullarından dileyen kimseye onu isabet ettirir. O gafur ve rahimdir. Hayatta yaşanacak olumsuzluklar ve elde edilecek kazançlar nasıl gerçekse sıkıntıları açacak, kişinin aşmasını sağlayacak olan da O’dur. Hayrı ulaştırılmasında da fazlalıkların sahibine verilmesinde de sorumluluğu üzerine almıştır. Çabaya bağlı olarak hak edene hak ettiği eriştirilir.

YUNUS SURESİ 108

De ki, “Ey insanlar size Rabb’inizden hak geldi. Artık kim yola/hidayete gelirse kendisi için gelir. Saparsa kendi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim. İnsan hakkın gerçeğin ulaşması vuku bulduğuna göre hiçbir akıl sahibi doğru işler yapmanın kendi faydasına, yanlışlarının da kendi zararına olduğunu inkâr edemez. İç dünyasında bunu yalanlamak mümkün değildir. Elçiler sorumluluklarını yerine getirerek kişiyi kendisiyle başbaşa bırakmış, başka insanların sorumluluklarını üzerine almamıştır. İnsana irade veren, elçileriyle uyaran, sistemini insanın kurtulması lehine kuran Allah da elçisine öyle demesini emretmiş ve böyle davranmasını istemiştir. Elçi de bu emrin dışında hareket etmemiştir. İnsanlar farklı anlasalar, değerlendirseler bile.

YUNUS SURESİ 109

Sana vahyolunan şeye tabi ol. Allah hükmedinceye kadar sabret. O hükmedenlerin hayırlısıdır. Elçilere, O’na tabi olanlara düşen, vahye uymak ve hüküm gerçekleşinceye kadar sabretmek yani sonucu Allah’a bırakmaktır. Vahye tabi olma sorumluluğu ve Allah’ın hükmü gerçekleşene kadar sabretme bugün için de inandım ve güvene girdim diyen her müminin birincil görevidir.

GÖKSU ÇETİN

Önceki Sonraki