Okuyuş

YUNUS SURESİ:108. AYET

YUNUS SURESİ:108. AYET

06.04.2018

قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءكُمُ الْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَمَا أَنَاْ عَلَيْكُم بِوَكِيلٍ ﴿١٠٨

De ki, “ey insanlar size rabbinizden hak geldi. Artık kim yola/hidayete gelirse, kendisi için gelir.Saparsa kendi zararına sapar.Ben sizin üzerinize vekil değilim.

Kelime Açıklamaları

HAKKA:حق

Hasma hak üzere galip gelmek, uygunluk ve uyumluluk,  bir şeyi hikmetin gereği olarak yaratana ve yaratılana hak denir, gerçek, gerektiği yerde gerektiği kadar gerektiği zaman ortaya konan fiil/hareket ve söze de hak denir, delillerle ortaya koymaktır, haberin hakikati üzerine durmak, birine gelmek, işin hakikatini anlayıp yakinen idrak etmek, tasdik etmek, düğümü sağlam bağlamak, iş sabit ve doğru olmak, adalet, mal, kıyamet, musibet, İslam,  mülk, vacip, borç, ödenmesi gerekli olmak,

HEDEYE: هدي

İrşat etmek, doğru yolu göstermek, hediye vermek, bir adamın bulunduğu hal durum, gündüz, yol, yürürlükte olan yol, sulh yapmak, rehber,  mürşit, kurbanlık hayvan, yol, yön, cihet, misli, kılavuz olmak, uğurlamak, yola rehberlik etmek, yönlendirmek, keşfetmek, bulup çıkarmak, fikir birden aklınagelivermek, doğru yolu - yönü izlemek; doğru yola yönlendirilen, hidayet edilen; doğru yol, yön, yöntem, davranış biçimi. Hediye.

DALLE:ضل

Yoldan sapmak, yanılmak,  yolunu kaybetmek, haktan sapmak, hata etmek, zayi olmak, mahvolmak, bir şeyi yitirmek saptırmak, suyu salmak, batıl, sehven veya amden doğru yoldan çıkış, bilinçsiz yapılan davranış, şaşkınlık, kayıp, yitik, kaybolmak.

VEKELE:وكل

Bir işi tamamen birine sipariş edip ısmarlamak, birini kendi görüşüne, haline terk etmek, birini vekil kılmak, bir işte birine itimat edip  güvenmek, bir işte aciz olduğunu gösterip onu yapmayı başkasına verip güvenmek, güven, itimat, tevekkül, vekillik, bekçi,  vekalet, temsilci, koruyucu,

 

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu