Okuyuş

NAHL SURESİ: .36. AYET

NAHL SURESİ: .36. AYET

19.11.2019

وَلَقَدْ بَعَثْنَا ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَۚ فَمِنْهُمْ مَنْ هَدَى اللّٰهُ وَمِنْهُمْ مَنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلَالَةُۜ فَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّب۪ينَ

Andolsun biz, her millet içinde: "Allah'a kulluk edin, tağuttan kaçının" diye bir elçi/görevli gönderdik. Onlardan kimine Allah hidayet etti, onlardan kimine de sapıklık gerekli oldu. İşte yeryüzünde gezin de bakın, yalanlayanların sonu nasıl olmuş!

Kelime Açıklamaları

AKABE: عقب

Ardından gelmek, yerini  almak, halef olmak, her şeyin sonu , akıbeti, topuk, ökçe. cezalandırmak, sıra ile yapmak, alıkoymak, işin sonunda pişman olmak, yaptığıyla ceza yada mükafatlandırmak. Yardımlaşmak, sonuç, karşılık, ayağın arka tarafı, takip etmek, bedel.

TAĞA : طغى)

Haddi aşmak, azmak, çok azgınlık göstermek, su taşmak, deniz coşmak(tusunami),79/37 38,  69/11, birini zalim asi yapmak, isyana zorlamak, azgın, sapık, şeytan, Allah’tan başka tapılan her şey, her sapkınlığın başı, dağın sarp yeri, ifrata gitme, azgınlık , azmak , zülüm etmek , haddi aşma , tecavüz etme , haddi aşmak , azgınlık yapmak , yarılıp çıkmak , su taşmak , azmak , tuğyan etmek , sel birden bire çıkmak , ansızın basmak, şeytan, deniz taşmak, tusunami.

CENEBE :جنب

Uzaklaştırmak, itmek, ters çevirmek, özlemek, meyletmek, bir şeyden uzak olmak, kaçınmak, çekinmek, yabancı, ecnebi, boyun eğmeyen, taraf, yan, etraf, cihet. bir şeyin sağ veya sol tarafı, Cünüplük, cenabet , bir şeyin çoğu, karşılığı, insanın yanı/ sağı/ solu.

SÂRA-SEYERA:سار

Yürümek, gezmek, gitmek, harekete başlamak, yönlendirmek, birinin izinde olmak, peşinden gitmek, söz vs. yayılmak, izlemek, uymak, söz vs.yi nakletmek, yaymak, yürütmek, seyrettirmek, sürgün etmek, hayat, davranış, durum, sünnet, sırret, otomobil, yolcu kafilesi, kervan.

NAZARA:نظر

Bakmak, göz atmak, görmek, derinlemesine bakmak, bir işi iyiden iyiye düşünüp taşınmak, aralarında hükmetmek, korumak, gütmek, kulak verip dinlemek, borçluya mühlet vermek, süre tanımak, tartışmak, münazara etmek, beklemek, ummak, sabretmek, ayna, teleskop, nazar, görüş, görme, basiret, dürbün,  bekleme odası, bir şeyi diğer şeye benzer nazir kılmak, beklemek, gözetleyen, müdür, idareci, feraset, vekillik, görüş, görme, basiret, nazariye.

BEASE:بعث

Yalnızca göndermek, uykusundan uyarmak, görevlendirmek, harekete geçmek, kımıldamak, mebus, millet vekili, delege. teşvik etmek, boşanmak, özel heyet. gözetlemek, araştırmak, Basü Badel Mevt; “Öldükten sonra dirilmek”

ÜMMÜ: ام

Ana olmak, imam olmak, önder, millet, ümmet, cemaat, çeşitli hayırları üstünde toplayan adam veya topluluk, başkan olmak, devletleşmek, kastetmek, ön, ön taraf, kavmin reisi, delil, yol, vakit ve müddet, kaynak, ümmet, delil, beyin, dünya .

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu