Okuyuş

KORKU

KORKU

14.10.2021

KORKU

Korku tüm kötülüklerin, güçsüzlüklerin ana nedenlerinden biridir.  Bunun bilincine varan, işleri zulmetmek, insanların üzerinde ilahlık taslamak olanların öncelikle başvurdukları bir yoldur. Yaptırmak istedikleri planları, korku pompalayarak yaptırıyorlar.

BAKARA/268: “Şeytan sizi fakirlikle korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik eder. Allah da lütfundan ve bağışlamasından birtakım vaatlerde bulunuyor. Allah'ın lütfu geniştir. O her şeyi bilendir.”

Hastalıktan korkmayan insanı ölümle korkutuyor. İlaçlara mahkûm ediyor.  Ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalan insan, gün geçtikçe o ilaçlara bağlı olarak sağlığının bozulduğunun farkına bile varamıyor. Sonuçta daha fazla ilaç ve daha fazla hastalık geliyor. Hastalıklı bir nesil, bol hastane ve ilaç şirketleri medeniyet olarak sunuluyor. Kurtuluş savaşından önce Osmanlı’ya “hasta adam” diyen Avrupa, bugün o sözlerini gerçekleştiriyor ve hasta bir Türk halkı yaratıyor.

Çocuklarına düşkün olan aileleri, çocuklarını kaybetmekle korkutuyor. Anne ve babalar çocuklarını sağlıklı yetiştirme adına yapay mama yediriyor.  İçinde rahmanın tüm vitaminleri koyduğu ve hatta bebek hasta olunca o hastalığa iyileştirici vitamin, antibiyotiği anne sütünde bulunduğu halde anne sütünden bebeği mahrum ediyor. Doğal besinler, mevsiminde  meyve ve sebzeler verilmiyor. Yapay mısır gevrekleri, hazır ne olduğu belirsiz sütler ve hamburger türü hazır gıdalarla çocuklarının üzerine titrediğini sanan ebeveynler; hastanelerde çocuklarının neden hasta olduğunu arayıp dururlar.

Açlık ve yoksullukla korkutulan insan, bolluğun içinde yokluk yaşar.  Temel gıdalar bir yana evler paketli gıdalarla dolup taşar. Yaşamak için yemek diye bir olay tarih olmuş artık insan yemek için yaşar durumdadır. Medya da bunu pompalar. Sürekli yemek programları, tarifler ve görsellik, çekici hâle getirir. Hayatın amacı kaybolur. Çocukların hayali; aile olmaktan çıkarak zenginlik ve zevk sefa oluyor. Bir nesil kayboluyor. Merhametten, iyilikten,  aile ve vatanı sahiplenmekten uzak, bencil kendi dışında herkesi kendine hizmet etmek zorunda sanan şımarık vurdumduymaz bir nesli kendi elimizle yetiştiriyoruz.

BAKARA/22: “O Rabbiniz,  sizin için yeryüzünü bir döşek, göğü de bir binâ yaptı. Gökten yağmur indirip onunla size rızık olarak çeşitli meyveler, ürünler çıkardı. O hâlde, siz de gerçeği bile bile Allah’a ortak koşmayın!”

Mü'min/67: “Sizi önce toprak sonra nutfe sonra aleka safhalarından geçirerek yaratan O’dur. Sonra sizi bir bebek olarak hayat alanına çıkarır. Ardından güçlü çağınıza ulaşıncaya sonra da yaşlılar hâline gelinceye kadar sizi yaşatır. İçinizden bazıları daha önce vefat eder. Böylece her biriniz kendisi için belirlenen belli bir vakte erişirsiniz. Umulur ki bunlar üzerinde düşünüp Allah’ın birliğini ve sonsuz kudretini anlarsınız.”

Oysa Allah ayetlerinde de belirlediği gibi hiçbir şeyden korkmadan sadece ona güvenerek yaşarsak mutlu olacağımızı vadediyor. Tabi ki zaman zaman sınav olacağız hayırla ve şerle.

ENBİYA/35:  “Her nefis, ölümü tadıcıdır. Biz sizi şer ile hayır ile fitneleyerek imtihan ediyoruz/ederiz. Ve bize döndürüleceksiniz.”

Hayat tekdüze gitmeyecek. Acıkacağız ki doymanın nimetin değerini bilelim. Üzüleceğiz ki mutluluğa sıkı sıkı sarılalım, hasta olacağız ki sağlığın ne kadar değerli olduğunu anlayalım. Yaşamımız inişli ve çıkışlı o hâlde tüketerek değil üreterek, öldürerek değil dirilişi, yaşamı ortaya koyarak hayatı idame etmeliyiz. Bizi yaratan, bize yaşayabileceğimiz  en güzel bir şekilde düzen ve ölçü koyan rahmana şükredersek mutlu oluruz. Bize hep aklımızı kullanmamızı emrediyor, tavsiye ediyor. Olaylara bize sunulanlara akıl mantık ve ayetler çerçevesiyle bakarsak o zalimlerin oyunlarını çözeriz. Hem kendimiz için hem gelecek nesiller için olmazsa olmazı budur.

YUNUS/100: “Allah’ın izni olmadan hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar.”

Aklını kullanan, gerçeği gören, rahmanda korunmaya giren kullardan olmak ümidiyle ve duasıyla…

HANİ GÜN