Kelime Açıklamaları
HAMELE: حمل
Harpte düşmana hücum etmek, kefil olmak, hamile, hamal, taşımak , sabretmek, yük, takat getiremeyeceğini yüklemek, zulmetmek, güvenmek, itimat etmek, tahammül etmek, göç, selin getirdiği çer çöp, ağacın kökü, damarı, kapasitesi, dayanılmaz, çekilmez.
AMÂ عمى
Buluttan yağmur dökülmek, yağmak, kalp gözü basireti kör olmak, gizli karmaşık kapalı olmak, yolunu göremeyen adam, âmâ, kör, basiretsiz, kibir, azgınlık
FERAYE:فرى
Bir şeyi yarmak, kürk, tüylü ve kürklü deri, servet, yalan düzmek, yalan söz peyda etmek, iftira, yeniden düzülüp ortaya konan şey, uydurma acayip iş, karanlık iş, acayip karışık uydurma tuhaf iş,zenginlik, yalan düzmek, bir şeyi yarmak, yalan , iftira
FETENE:فتن
Bir şey kalbe hoş gelip şaşmak, kuyumcunun gümüş veya altını eritmesi ve saflığını anlamak için ateşde eritmek, derisini daha kolay yüzmek için kurbanı sıcak kuma gömmek, birini fitneye uğratmak, fitneye düşürmek, birini saptırmak, azdırmak, tecrübe etmek, sınamak, imtihan ve deneme, vesvese, alımlı, çekici, baştan çıkaran, haktan saptıran, günah, küfür, rüsvaylık, kandırmak, gönlünü çelmek, pusu kurutarak yol kesmek.
KETEBE:كتب
Yazmak, Allah bir şeyi farz kılmak, nikah kıymak, vasiyet etmek, tulum vs.yi iki sırım ile dikmek, harfleri birbirine eklemek, yazışmak, mektuplaşmak, katip, sekreter, noter, yazı yazılmış sahife, kitap, kuran, Tevrat, incil, hüküm, bir şeyi ispat etmek, takdir etmek, zorunlu kılmak, ecel, mukatebe ( kölesi ile hür olabilmesi için belli bir ücret karşılığı yapılan anlaşma).
ÜMMÜ: ام
Ana olmak, imam olmak, önder, millet, ümmet, cemaat, çeşitli hayırları üstünde toplayan adam veya topluluk, başkan olmak, devletleşmek, kastetmek, ön, ön taraf, kavmin reisi, delil, yol, vakit ve müddet, kaynak, ümmet, delil, beyin, dünya .
VEHAYE:وحى
Sürat etmek, ilham etmek, işaret etmek, birine elçi göndermek, birinin anlamasını istemek, acele etmek, sormak, Allah tarafından ilham olunan, ses,vahiy, efendi, melik, melek, ateş.,kalbe korku endişe düşmek, dost, muhip, seven, her şeye sevgisi çok olan,
ENESE:انس
Garipsemeyi bırakıp alışmak, yadırgamamak, sokulgan olmak, hissetmek, insan olmak, olgunlaşmak, insan gibi muamele etmek, sıcak karşılamak, ünsiyet, kulak vermek, dinlemek, bilgilenmek. görmek, insan nevi, beşer, vefakar, gerçek dost, ateş.
KERAME: كرم
Bir şeyi aziz ve kıymetli olmak, cömert olmak, iyi ve ahlaklı olmak, yer bereketli mahsul vermek, bulut çok yağmurlu olmak, birine hürmet ve tazim göstermek, yakışmayan şeyden kaçınmak, şeref, azizlik, kerim olan bir şeyi istemek, kıymetlisini aramak, toprağı temiz ve mümbit yer.
TÂBE: طاب
Güzel, helal, temiz olmak, gönül hoşluğu, bir şeyi güzel ve temiz kılmak, bağışlamak, iyi görmek, güzel bulmak.
HALELE:خلل
Bir şeyi delip öbür tarafına işletmek, muhtaç olmak, malı gitmek, bir şeyde gedik olmak, tahsis etmek, bir yeri yahut bir şeyi terk edip gitmek,iki şey arasındaki boşluk, iki şeyin arasını genişletmek, zayıflamak, düzen bozulmak, nüfuz etmek, topluluğun aralığına girmek, konmak, inmek, buluttan yağmur çıkan yer, fesat karışmayan dostluk, ekşime, turşu, fakir.