Kelime Açıklamaları
BEŞERA : بشر
Sevinmek, müjdelemek, müjdelemeyi istemek, beşer, insanlık, dış deri, belirti, yağmur müjdeleyen rüzgar, sevinçli haber
SEBEHA:سبح
Denizde, gölde veya ırmakta yüzmek, planör, yüzücü. dinlenmek, uzak gitmek, uzaklaşmak, namaz kılmak, kuvvetli şiddetli ve metin olan şey, Allah’ ibadet etmekte hızlı olmak, tesbih etmek, Allah’ı takdis ve tenzih etmek, dua
ALEME:علم
Bir şeye işaret koymak, nişan koymak, bilgide ilimde birinden üstün çıkmak, bilmek, hakikati idrak etmek, anlamak, tanımak, bir şeyi yakinen bilip tasdik etmek, öğrenmek, öğretmek, öğrenci. Talebe, bilgin, alim.Âlem, mahlukat, bitki- hayvan vs. sınıfların hepsi, yollarda dikili işaret taşları, bayrak, desen, laik, dini olmayan, mahkemede hüküm sureti.
KARAE:قرا
Okumak, mütalaa etmek, incelemek, bir şeyi biriktirip bir birini zam ve ilhak etmek, bir araya getirmek, bir şeyi araştırmak, tahkik etmek, tilavet, tilavet olunan satır ve sahife, seferinden geri dönmek, toplamak, harf ve kelimeleri bir araya toplamak, Kuranı kerim, ders
HAKKA:حق
Hasma hak üzere galip gelmek, uygunluk ve uyumluluk, bir şeyi hikmetin gereği olarak yaratana ve yaratılana hak denir, gerçek, gerektiği yerde gerektiği kadar gerektiği zaman ortaya konan fiil/hareket ve söze de hak denir, delillerle ortaya koymaktır, haberin hakikati üzerine durmak, birine gelmek, işin hakikatini anlayıp yakinen idrak etmek, tasdik etmek, düğümü sağlam bağlamak, iş sabit ve doğru olmak, adalet, mal, kıyamet, musibet, İslam, mülk, vacip, borç, ödenmesi gerekli olmak,
NEZERA:نذر
Bir şeyi üzerine gerekli kılmak,, adamak, nezredilen.kişinin kendisi için zorunlu olmayan bir şeyi olması için kendisine zorunlu kılmasıdır, adamak, adanmak, bir şeyi bilip sakınmak, ihtiyatlı davranmak, korkutmak, sakındırmak, dikkat çekip bildirmek,
FEALE:فعل
Bir şeyi işlemek. Yapmak, bir şeyin etkisi altında kalmak, yapılmak, işlenmek, bir şeyi uydurmak,yeniden kendiliğinden yapmak, düzmek, reaksiyon, fiil, amel, aktüel, aktif.
HARRA:خر
Yüksek bir yerden düşmek, ölmek, yere kapanma, secde etme, tesbihat, bina yıkılmak, çökmek, bilinmeyen bir yönden saldırmak, bir yerden diğer bir yere intikal etmek, düşmek, su, rüzgar sesi, uyuyanın horlaması, iki yüksek yer arasındaki düzlük.
MEKESE: مكث
Bir yerde durup eğlenmek beklemek, bir şeyi gözetip beklemek, yavaşlıkla davranıp aceleye gelmemek, ağır ağır, bir yerde ikamet etmek, kalmak.
ZEKANE : ذقن
Çene, çenesine yahut kafasına şamar vurmak, çeneyi bir yere dayamak, çene altı yahut boyun çemberi, karnın üst tarafı, boğaz çukuru.