Okuyuş

HUD SURESİ: 87. AYET

HUD SURESİ: 87. AYET

17.09.2018

قَالُواْ يَا شُعَيْبُ أَصَلاَتُكَ تَأْمُرُكَ أَن نَّتْرُكَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا أَوْ أَن نَّفْعَلَ فِي أَمْوَالِنَا مَا نَشَاء إِنَّكَ لَأَنتَ الْحَلِيمُ الرَّشِيدُ ﴿٨٧

"Ey Şu'ayb, dediler, senin salatın mı sana, atalarımızın taptığı şeylerden, yahut mallarımız üzerinde dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi emrediyor? Oysa sen, yumuşak huylu, akıllısın!"

Kelime Açıklamaları

HALEME : حلم

Rüya görmek, kişi yavaş ağırbaşlı olmak, birini halim uslu kılmak, hilim, yavaşlık, akıl, kene, kasırga, heder olan kan.

EMERA:امر

Emir, vali, bey, kumandan olmak, emretmek, buyurmak, bir işin yapılmasını istemek, emretmek, talimat vermek, yönetmek, çoğaltmak, tamam olmak, amir, emre uyan, talep, istek, danışmak, meşveret etmek,  kongre, danışma kurulu heyeti. Komuta, yönetici , hakim , otorite ,iktidar ,egemenlik, danışmanlık , istişare ,bekletme, şaşılacak şey, acaib, tuhaf, zor iş, fazlalık, ziyade, bereket. emir, buyruk. hal, durum, iş, olay, konum.

TERAKE:ترك

Bırakmak, terk etmek, ayrılmak, unutmak, gözden kaçırmak, boşlamak, ihmal etmek, vazgeçmek, yalnız başına bıraktı, müzakere etmek, bir şeyi hali üzerine terk edişmek, kavga harp vs. Yapmaya anlaşmak, ölünün bıraktığı miras. Türk.

RAŞEDE: رشد

Doğru yolu bulup girmek,muvaffakıyyet, başarı, sulûk eylemek, irşad etmek, çocuğun reşit olduğuna karar vermek, danışmak, hak yolunda müstakim olan, akıllı, baliğ olan, erginlik, reşitlik, mürşit, delil, vaiz, rehber.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu