Okuyuş

HUD SURESİ :81. AYET

HUD SURESİ :81. AYET

09.09.2018

قَالُواْ يَا لُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَن يَصِلُواْ إِلَيْكَ فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ اللَّيْلِ وَلاَ يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ إِلاَّ امْرَأَتَكَ إِنَّهُ مُصِيبُهَا مَا أَصَابَهُمْ إِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُ أَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَرِيبٍ ﴿٨١

Dediler ki: "Ey Lût, biz  Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Gecenin bir kısmında ehlini yürüt; içinizden imraen başka hiç kimse geri dönüp bakmasın/iltifat etmesin. Çünkü ötekilerine isabet eden  ona da isabet edecektir. Başlarına gelecek azâb zamanı, sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Kelime Açıklamaları

KARABE : قرب

Kelimesi: kılıca kın yapmak, yaklaşmak, yakın olmak, akrabalık yakınlık., bir şeyi yaklaştırmak, yaklaşmaya çare aramak, bir vesile ile yakınlık istemek, ibadet, taat, iyilik, daha Kolay anlaşılan, daha açık, en kısa zamanda, kestirme yol, yakın dost maiyetindeki kişi, yakın çevreden olan kişi.

KATAA : قطع

Kesmek, birbirinden  ayırmak, terk etmek, arkadaşlığı bırakmak, birini delil ve burhan ile susturmak ,küsmek alakasını kesmek, geceden bir kesit, son hudut, sesi kesilmiş adam, meyveyi devşirmek, sıla-i rahimi terk etmek, nehir kurumak, aralarındaki sevgi ve dostluk bağının kesildiğini gösteren nişane,

LEFETE:لفت

Geri döndürmek ,döndürmek, saptırmak, bükmek, geriye, aşağıya bakmak, sıkmak, çevirmek, ters çevirmek ,bir şeyi burup çevirmek, ağacın kabuğunu soymak, birini görüşünden çevirmek, bir şeyi dürmrk, katlamak, huyu ve dili kötü olan, aldırmamazlık, şaşı.

SÂBE:صاب

Ok hedefe isabet etmek, yağmur çok yağmak, doğru bir iş işlemek veya doğru söz  söylemek, göndermek, salmak, hatayı düzeltmek, doğruluk. yüksek yerden aşağıya doğru ağıp inmek, isabet etmek , erişmek, dokunmak, üzerine afet musibet gelmek, yağmurlu bulut, şiddetle dökülen yağmur, kötülük etmek.

SABAHA :صبح

 sabah, sabahleyin gelmek, parlamak, olmak, kandil, çerağ, lamba , yıldız, hak zahir olmak, yakmak tutuşturmak, düşmana baskın olunan gün, sabahleyin, günün başlangıcı, başlamak,  hücum etmek, güzellik edinmek.

VESALE:وصل

Bir şeye varmak, ulaşmak, birine haber vs. ulaştırmak, ihsan etmek, iyilik etmek, mal vermek, akrabasıyla ilgilenip ,ihsan edip üzerine düşen görevi yapmak, eklemek, bir şeyi diğer bir şeye birleştirmek, ulaşmak, iplik yumağı, rabıta, erişmek, kondüktör, vuslat yeri, irtibat ,alaka. On batın birbiri ardınca doğuran deve, koyun ve keçiden yedi batın ikiz olarak doğuran , mamur ve müreffeh tarlası otlağı çok olan yer,

SERAYE:سرى

Geçmek, gitmek, geceleyin gitmek, gece yürüyüşü, yürümek, kan damarlarda cereyan etmek, ağacın kökü yer altında yayılmak, üzüntü geceleyin gelmek, yola gitmek, bir şeyi seçmek,  akan bir nehir, makam olarak yükseklik, yüksek yer, saklamak, küçük nehir.

MERAE:مرئ

Yemek yemek, havası güzel olmak, hoş kılmak, mürüvvetli olmak, insaniyetli, kişi, davranışlarında , konuşmalarında kadın gibi olmak, erkek,  zevce, eş, mert, yiğit; sıhhi, sağlığa elverişli, adam, kadın, ayna, mizaca uygun.

Önceki Sonraki

Yorum Yapınız

Güvenli Kodu : Güvenlik Kodu