Okuyuş

Dengeyi koruyabiliyor muyuz?

Dengeyi koruyabiliyor muyuz?

27.04.2020

Gece ile gündüzün şaşmaz ve değişmez düzen içindeki dönüşümü ve bunun sürekli tekrarlanması, evrende müthiş bir dengenin dolayısıyla bir mucizenin var olduğunu gösteriyor bize. Öyle ki iş bununla da sınırlı değil var olan her şey bir ilkeye göre sürdürüyor varlığını. Diğer bir ifadeyle dengesiz hiçbir şey yoktur evrende. İnsanın yapısında, hayvanların  ve bitkilerin görevlerinde, maddenin en küçük yapı taşı olan atomların içinde, psikolojide, sosyolojide…. Her yerde bir denge, bir ahenk vardır. İnsanın varoluş sebebi ise parçası olduğu bu sistemi korumaktır. Denge bozulunca sorunlar başlar, telafisi imkansız zararlar meydana gelir ve dünya insan için adeta bir cehenneme çevrilir. Örneğin, hastalıklar vucudun bir  yerlerinde dengesinin bozulduğunun en güzel belirtisidir. Bu bozulan dengeyi yeniden kurmak da  yine hasta olan insanın görevidir.

Gelişmiş batı ülkeleri vatandaşlarını ekonomik refah içinde yaşatmayı başarmış; Ancak bazı hususlarda sınıfta kalmıştır. Avrupa’da 2003 yılında yazlar aşırı sıcak geçiyor. Malum Avrupa böyle havalara pek alışkın değil. O yaz sadece Fransa’da 15.000 yaşlı, yalnız yaşayan insan ölmüştür. Ölüm haberi tatilde olan çocuklarına, yakınlarına bildirildiğinde şu cevap geliyor: Morga kaldırın biz tatilden sonra ilgileniriz. Gerçekten de tüyler ürpertici değil mi? Buna rağmen konforundan taviz vermeyen ve alabildiğince bireysel daha doğrusu bencil yaşayan zavallı insanlar. Bu aynı zamanda duygu ile akıl arasındaki dengenin bozulduğunun en büyük kanıtıdır.

Bizim toplumumuzda böyle şeyler olmaz diye sevinebiliriz tabiki ancak bizde de bunun tam tersi bir durum söz konusu. Aşırı sahiplenme duygusu, otuz yaşındaki çocuğunun sorumluluğunu üstlenmek hatta onun yerine kararlar vermek, küçük çocuğuna bazen torununa krediyle ev alma psikolojisi… Örnekleri çoğaltabiliriz. Görüldüğü gibi burada da bir dengesizlik hali var. Toplumumuzda sorumluluk alanları karışmış vaziyette. Sonunda ne oluyor peki? Taşıyabileceğinden fazlasını taşımaya cüret eden insanlar bedelini azap ve bunalım olarak ödüyor. Sorumluluğu nispetinde davranış sergilemek insanı rahatlatacak olmasına rağmen bu pek de tercih edilmiyor.

Dengenin bozulduğu her yerde mutsuzluk, huzursuzluk ve azap var diyebiliriz. Bundan kurtulmak dengeyi korumakla mümkündür. İnsanoğlu her anlamda dengeyi sağladığı ölçüde mutlu ve huzurlu olur. Bu durum insanın gelecekteki yaşamını da cennete dönüştürür.

Resul Demir

Önceki Sonraki